Pages

29 Aralık 2011 Perşembe

28 Aralık 2011 Çarşamba

Belki Yine Kazanırımmm....

Hazır bir çekilişten hediye kazanmışken diğerlerinden neden kazanmayayım diye düşünen Türk aklı çekilişlere katılmaya başlar..

Mutfak önlüğü, elimiz yanmasın diye mutfak eldiveni ve de kurabiş kalıpları için burata bir TIK!!!

Bi dolu bi dolu hediye için buraya bir TIK!!!

Yağmur'un Modasının hediyeleri için buraya bir TIK!!!

Bu kapı süslerinden biri benim olsun diyorsanız buraya bır TIK!!!

:)) Bakalım şans bana yine gülecek mi? :)

27 Aralık 2011 Salı

Yeni Yıl Hediyelerim...

Öncelikle geçen Cuma günü Hayat Melodisi'nin etkinliği hediyemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Hediyem http://eflatunkedi.blogspot.com/ blogunun sahibi Nisan Hanım'dan geldi. Çok şeker İstanbul temalı bir çerçeve. (Merak eden, beğenip de almak isteyen olur diye yazayım çerçeve Paşabahçe'den) Ama Nisa Hanım o kadar ince düşünmüş ve ayrıntılı olarak blogumu okumuş ki bakakaldım, şaşakaldım. Çerçevenin içine kendi çizdiği bir resmi koymuş. O resimdeki de benim. Mor renge bayıldığımı bilenler bilir.... İşte bu resimdeki Yasmin de mor giyer. Nisa Hanım bir de Garfield'lı bir kart üzerine yeni yıl için iyi dileklerini yazmış.... Garfield hayranlığımı da bilen bilir :))) Kısaca en ince ayrıntı düşünülmüş, bayıldım bayıldım...



Buradan Nisa Hanım'a çoook teşekkür edeiyorum. 2012 için ilk yeni yıl hediyemdi, çok çok mutlu etti beni.... Kırmızı oturma odamızda yerini aldı. Çiziminiz için de ellerinize sağlık. Zaten Blogunuzu da detaylıcana izledim ve çizimlerinizi gerçekten beğendim. Çok şirin güzel şeyler çiziyorsunuz. Ben çerçevenin içindekini çıkarmaya kıyıp kendi resimlerimden birini koyamadım henüz, bir süre bu şekilde bakacağım çerçeveme.... Arkadaşlar siz de bu güzel bloga bakmak isterseniz buraya bir TIK lütfen...

Cuma günü benim için hediye alma verme günüydü. :) İşyerinde de çekiliş yapmıştık, bir arkadaşımız doğum iznine ayrılıyor diye erken alışıp veriştik hediyelerimizi. Tesadüf eseri ben Operasyon Müdürümüz Kürşad Bey'e Kürşad Bey'de bana hediye almıştı. Ben Kürşad Bey'e Cotton Bar'a mavi ince çizgili bir gömlek aldım, bana da Paşabahçe'den aşağıda resmini gördüğünüz Bereket Narını almış Kürşad Bey. Kırmızı odamızda yerini aldı bile çoktan.... İnşallah evimizin beti bereketi hep olsun 2012 yılında....


He bu arada ben bir çekiliş kazandım. Alışveriş Danışmanının cüzdan hediyesini beeen kazandım. Onun da güzel blogu için buraya bir TIK. İşte Hediyemmmm....



En kısa zamanda elimde olacak.... Kıskanmayalım lütfen... İlk defa çekilişlerden bir hediye kazanıyorum. Üst üste çekilişleri kazananları kıskanın please... :)

Acaba bu çekilişi kazanmam bir işaret midir? Milli piyango kesin bana çıkacak. Sadece ve sadece 1 biletim var. 1 bilet 10 bilet 1000 bilet.... Ne farkeder ki? Sonuçta illaki belli numaralara çıkmıyor mu şu rüya ikramiye... Valla benim gözüm çok yükseklerde değil.  Bir araba alıp, ev kredimi kapatacak, bir de ufak bir sermaye yaratacak bir meblağ çıksa yeter. 100.000-150.000'e fitim yani. Hatta tüm şu üstte saydıklarımı da geçtim, daha ufak bir meblağ çıksın bi İtalya'ya gidem gelem kocacığım ile. Yeter de artar bile tüm seneye.... :)  Sevgili milli piyango yetkililerine duyrulur. :)



Not: Doğum iznine ayrılan arkadaşımıza Cuma günü Baby Shower yaptık. Onun detaylarını da paylaşacağım sizlerle. Artık daha çok post yapasım var, yazasım var a dostlarrrr....


3 yıl önce bugün...

Taammm 3 yıl önce bugün 2008 yılının en soğuk gününde nişanlanmıştık canımla...

Beşiktaş Öğretmenevi'nde ilk başta donarak, sonrasında da bolca göbek atarak bitirdik geceyi... :) Şimdi geri dönüp baktığımda 3 yıl geçmiş olduğuna inanasım gelmiyor. 3 yıl değil 3 ay deseler inanırım...

Nice güzel, mutlu, sağlıklı yıllarda, nice 2 haneli hatta ömrümüz yeterse 3 haneli yıldönümlerine canım kocacığım...

Seni seven hatun Yasmin :)

Not: Fotoğraf diyeceksiniz ama iş yeri bilgisayarımdan yazıyorum, nişan fotoğraflarım kendi şahsi ve şu anda evde yan gelip yatan bilgisayarımda. Bilgisayarımın yerinde olmak isterdim şimdi. Yan gelip yatmak diyince de aklıma ilk gelen çok sevdiğim ve takdir ettiğim Garfieldciğimin resmiyle bitireyim bu güzel postu....

17 Aralık 2011 Cumartesi

Geçen hafta....

Geçen hafta ne yaptım ne ettim, bir özet geçeyim dedim, Hem satır aralarına gizlenmiş tavsiyeler de var :)

- Geçen Cumartesi bir yakınımıza akşam yemeğine gittik annemlerle. Rakı Balık sofrası kurulmuştu. Keyfimize diyecek yoktu anlayacağınız. Yalnız çok yorgun olduğumdan gittiğim yerde 23:00'da uykuya daldım. :) Uyurken de eve taşınmışım, hiç hatırlamıyorum nasıl geldim nasıl gittim. :)) Tek hatırladığım hamsiler enfesti...



- Pazar günü sinemaya gittik kocacığımla... Çağan Irmak'ın filmi "Dedemin İnsanları"na gittik. Fena değildi, ama o kadar çok ağladım ki, tüm gün boyunca bir hüzne kapıldım. Her aklıma gelene ağladım, zırladım. Böyle zaman zaman da derin nefes alma ihtiyacı hissettim, içim şişti deyimi Pazar günü için tam yerinde bir deyimdi anlayacağınız. Sanırım depresyon modunda izlenmemeli böyle filmler... Fakat filmin sonunda çalan müziğe bittim. Geldiğim gibi aradım internette ama bulamadım, bulan varsa benimle paylaşsın lütfen...



- Pazartesi - Cuma aynı monotonlukla geçti. Perşembe gübü kuzenime Kimya çalıştırdım. Malum Kimya Mühendisi olunca herşeyi bilirim gibi bir anlayış hakim oluyor aile genelinde. Ama itiraf ediyorum Organik Kimya'yı az hatırlıyormuşum. Ama biraz bakınca hemen hatırladım o ayrı. Fekat bizim kuzene rezil olduk bir kere, artık uzuuun bi süre düşmem dilinden....



- Dün akşam mesaiye kaldım gece 11'e kadar. Pazartesi Salı günü eğitimim olduğu için baya bir derlendim toplandım, dosyalarımı düzenledim, yerleştirdim. Artık yeni odama baya baya yerleştim. Sonra eve geldim, bir de baktım ne göreyim.... Beyaz'da en sevdiğim şarkıcı var. Candan Erçetin.... Uzanarak izledim, dinledim, güldüm. Baya iyi geldi, terapi misali.... Acilen Candan Konserine gidilmeli....



- Bugün ise uzun zaman sonra sabah 09:30'da kalktım. Uykumu aldım, dinlenmiş bir şekilde kalktım. Pazar günü bir başka kuzenimin nişanı var, onun nişanı için elbise almaya gittim. Elim boş döndüm, evde olan elbiselerimden ya da etek gömleklerimden bir kombin yapacağım artık. Bir de iş yerinde yılbaşı çekilişi yaptık. Alacağım hediye için de fikir sahibi oldum...



Şimdilik bu kadar... Geniiiş bir özet oldu ama yazmak istedim. Yarın da nişandan fotoğraflar koyabilirim belki....

Bi dolu bi dolu çekilişşş....

Ay ben yokken ne çok çekilik olmuşşş....

- Şipşirin bir hırka ve noel baba için burası;
- Bu çanta için benim de şansım olsun diyorsanız burası;
- Şirinler için buraya;
- Benim gibi cicili defterlere hayran kadıysanız buraya;
- Biraz da kozmetik için buraya;
- Mis gibi bir parfüm için buraya;
- Yağmur'un modasından hediyeler için buraya;
- Misss kokulu duş jelleri, spreyler, losyonlar için de buraya;

Hadi bakalım şans hepimizle olsun...

Mim: Versatile Blogger

Blog hayatıma kaldığım yerden başlamanın vaktidir artık... Özlenmişimdir umarım :))

Bir mim ile başlamak istedim yazılarıma.... Bir çok blogger arkadaşım ödül verip mimlemişler beni. E hadi o zaman hakkımda 7 gerçeği öğrenme zamanı....



1)  Mor rengine bayılırım, ölürüm. Dolabımda morun her tonundan bir dolu eşya vardır....

2) Çabuk parlarım ama çabuk sönemem. Gün boyunca mırıl mırıl ya kendimi ya da yanımdakini yer bitiririm sinirlendiğim konu ile ilgili.... O konu ne ise de bir süre unutamam.... Unuttuğumu sandığım anda tekrar aklıma gelivermesi de vardır.

3) Kitap okumak benim hayatımın bir parçası.... Yemek yer gibi kitap okurum, yerim hızlıca bitiririm.

4) Yengeç burcuyum. Aşırı duygusalım ama dışarı vurmam. Kendi dünyam içinde sulugöz bir insanımdır. Dışarı karşı güçlü durmayı severim. Gözlerimden akmayan yaşları önce içime akıtmak huyumdur. Kötü bir huy benim için ama çoğu zaman yararını gördüm.

5) Bir evin bir çocuğuyum. Hatta 15 yaşıma kadar bir çok evin tek kusuzu idim. Ama hayatım boyunca bir kardeş/abla/abi istedim durdum.Yakın arkadaşlarımı kardeşlerim yerine koymam bundandır.

6) Canım kocacığım ile tesadüfler sonucu tanıştık. Kısa sürede karar verdik evliliğe... İyi ki de vermişiz....

7) Gezme, tozma denince tüm akan sular durur. Her ne kadar evime bağlı biri olsam da gezme fikrini duyduğum an hazır olup kapıda alırım soluğu :))

Sanırım bu mim i yapmayan kalmadı, ben biraz geç yaptım. O yüzden kimseyi mimleyemiyorum...

9 Aralık 2011 Cuma

Yorgunum hem de çooook....

Yorgunum, hem de çok ama çoookkk....

İzlediğim blogları okuyorum, Galatasaray - Fenerbahçe derbisini biliyorum, Lamore'nin sevincini, Hamide'nin haklı tepkisini, bir dolu bloggerın yılbaşı çekilişi yaptığını, ödüllendirildiğimi, mimlendiğimi.... Hepsini tek tek biliyorum. Ama bir süreliğine sadece dışarıdan bakabilecek vaktim ve takatim var.

İşlerim çook yoğunlaştı bu aralar, yarın da çalışıyorum.

Şimdi biraz da olsa kafa dağıtmak için iş yerinden kızlarla yemeğe gitme vakti... Ama yarına aynı saatlerde hafta arası olduğum aynı yerlerde olacağım....

Herkese iyi mutlu hafta sonları diliyorum....

5 Aralık 2011 Pazartesi

Yaptım Yaptım Aşure Yaptım...

Tabiki de Dr. Oetker'den.... :)

Bugün iş yerinde tatlı niyetine öğle yemeğinde aşure çıkar diye bekledim bekledim durdum. Yok çıkmadı. Ama bugün aşure günü değil mi? Evet aşure günü, e insan yapar öğleye çalışan insanlara yetiştirir değil mi? Bunun yapanı var, yapamayanı var. Komşusu getireni var getirmeyeni var.

Neyse ben de iş dönüşü girdim markete aldım bir aşure karışımı. Daha önceki aşure aylarında da denemiştim Dr Oetker'i o yüzden hiç düşünmeden aldım.


Bu arada yapmadan yine de bir saat bekledim, belki yapan bir komşu vardır, getirir falan diye. Yani onlara da bir şans tanıdım. :) Ama ne gelen ne giden. Annemlerin apartmanında bolca ev hanımı olduğu için mutlaka aşure gününde aşure gelirdi bize. (Hatta telefonlaştık, tam benimle konuşurken kapı çaldı, aşure geldi o kadar yani....) Sanırım bizim apartmanda çalışan sayısı fazla demekki. Kesinlikle tenkit etmiyorum. Ev hanımı da olsan çalışan da olsan canın yapmak istemiyor, içinden gelmiyorsa yapmazsın, yapma zaten...

Neyse gelelim bizim aşureye. Söylemesi ayıptır, telefonu aldım elime, annemi, anneannemi, teyzemi, kuzenimi aradım. Hepsi ile konuşurken aşure pişti bile. Toplam 30-35 dakikada hazır oluyor. 21:30 itibari ile de birer kasesi Ersin ile benim midemde idi....

Efenim bugün aşure günü diye illaki aşure yiyesim geldi, yaptım oldu diyorum. Tadı falan herşeyi yerindedir. Tavsiye ederim.

Depresyonum, sıkıntım hala devam etmekte bu arada... Neşeli bir post oldu diye kanmayın bana....

Bir de Ololi'nin çekilişini duyurmak isterim size... Çok şeker mi şeker hediyeleri var. Buraya bakmanızı tavsiye ederim.

1 Aralık 2011 Perşembe

Yılbaşı Ayı :)

Her ne kadar moralim yerinde olmasa da hayat devam ediyor.... Bugün iş yerinde yılbaşı çekilişi yapılmış, benim yerime mesul müdürümüz çekmiş.... Az önce öğrendim kime hediye alacağımı... Şimdiden sardı heyecanı, telaşı....

Bir de ben depresyonda iken zaman da durmamış çalışıyor tabi. Aralık 1 gelmiş, benim tabirimle yılbaşı ayı gelmiş :)))

Bir çok arkadaş blogunda yılbaşı hediye çekilişleri başlatmış. Hediyelere bakarken bile mutlu olup azıcık keyif yerine geliyorsa bir de kazansam depresyonum bile geçer sanki.... Düşünmesi bile geçirdi mi nedir.... Evrene hediye kazanma mesajı yollamak istiyorum. Söz depresyonda olmadığım zamanlarda da takıp takıştırıp sürüp sürüştürüp gezeceğim :))

Efenim çekilişlere sizlerde bir bakın hediyesiz kalmayın diye linkleri kopyalıyorum. (Hamide'cim bu çekilişler sana cıss emi canım... :))

Şirin bir ayıcık ve süper renklerde yılbaşı ojeleri için buraya;

Biraz da makjaj malzemeleri mesajı verdiyseniz evrene buyrun buraya;

Aswang'ın hediyeleri için buraya; özellikle de Winnie'li not defterine bittim.

Sevgili Blog'un çekilişi için buraya....

Böyle işte.... Bir umutla hediyelerin çekiliş vakitlerini beklerim. Sanırım yeni yıl ruhu ufak ufak oluşmaya başlıyor ben de... Bu gidişle ben de el emeğim göz nuru hediyeli bir çekiliş yapacağım gibi duruyor. Beni bekleyin şekerler.... Az biraz daha kendime geleyim....

30 Kasım 2011 Çarşamba

Ben Halleri - Makyajlı Yasmin

Pek bi moralim bozuk son günlerde.... Hiç birşey yapasım yok, uyuyasım bile yok o kadar yani...

Ama ilginçtir ki böyle zamanlarda aşırı makyaja, takıya tokaya düşkün olurum. Kaç gündür tüm makyaj malzemelerimi kullandım, eye liner bile çektim ya ne diyim kendime....

Normalde çok içimden geldiğinde detaylı makyaj yaparım, normal zamanlarda bir göz kalemi sürmem yeter de artar bile. Ama bugünlerde gölgeler mi istersiniz, allıklar mı? Bloglarda okuduğum tüm makyaj harikalarını deneyip deneyip duruyorum.

Bir de çok beğenip aldığım ama yüzüne bakmadığım takılarımı yaratıcı şekillerde kullanıyorum. Alyans takmaya bile zar zor alışan ben başparmağımda yüzükle dolaşırken buldum kendimi. Fena da olmadı hani, moralim düzelince kullanmaya devam etmeliyim.

Dün anneme gitmiştim, anneannem de oradaydı. Beni herhalde evlendikten sonra ilk defa böyle makyajlı, takılı tokalı gördü. Beğendi beni, bir "Aferin" aldım.Anneannem gibi 60 lı yaşlarda bile benden daha bakımlı kırmızı ojesiz, rujsuz sokağa çıkmayan bir insan beni makyajımdan ve takılarımdan ötürü beğeniyorsa, hakikaten depresyona girmişim ben sanırım :)) Kötü bişrşey değil aksine keşke hep böyle uğraşsam kendimle ama bu benim depresif halim.... O kısmı kötü....

Bu da böyle resimsiz bir post olsun, hepimize gül bir gün diliyorum....

27 Kasım 2011 Pazar

Yuvalama, Masal, Meksika Fasulyesi ve Muhallebili Kadayıf Üzerine...

Güzel geçen bir Pazar gününden merhabalar....

Bugün Lise'den arkadaşlarımla toplandık. Bir de minik misafirimiz vardı, Masal'ımız. Lise grubumun ilk bebişi... Çok tatlıdır bizim prensesimiz, 7,5 aylık olmuş, büyümüş, dişleri çıkmış, gülücükler, konuşmalar, sarılmalar.... Maşallah benim prensesime....

Efenim menümüz çoook zengindi bugün. Hayatımda ilk defa yuvalama yedim, herhalde bundan sonra daha da fazla yiyeceğim. Adana mutfağını sevdiğimi bir kez daha anladım böylelikle....

Meksika fasulyesi ile yapılmış süper güzel bir salatamız vardı. İlk fırsatta ben de yapacağım. Maydanoz, taze soğan, meksika fasulyeleri bir güzel harman edilmiş, üzerine de yağ limon ve nar ekşisi sosu gezdirilmiş. Çok lezzetli olmuştu. Bir o kadar da diyetime uygun bir ikramdı... Bu yüzden daha da çok sevdim....

Menüde başka başka şeyler de vardı ama ben rejimde olduğum ve hakkımı tatlıdan bir kaşık yemeye sakladığım için yemedim. Yemediklerimi de anlatmıyım burada değil mi ama... :))
Gelelim günün tatlısına.... Muhallebili Kadayıftı tatlımız.... Daha önce de bir arkadaşımda yemiştim bu tatlıyı ve beğenmemiştim. Tarifini almamıştım bile... Ama bu sefer yediğim çok lezzetli idi, hemen kağıda kaleme sarıldım :) Arkadaşım da portakal ağacının sitesinden almış zaten.

Sizinle de paylaşayım bu lezzetli ve hafif tatlının tarifini....

Malzemeler;
- 300 gr. kadayıf
- 6 yemek kaşığı toz şeker
- 5 yemek kaşığı margarin ya da tereyağ
- 1 su bardağı kırılmış ceviz

Muhallebi Malzemeleri;
- 1 kg süt
- 4 yemek kaşığı un
- 2 yemek kaşığı mısır nişastası
- 2 fincan toz şeker
- 1 yumurta
- 1 paket vanilya
- 1 paket krema (sıvı kremalardan)

Yapılışı: Öncelikle kadayıfı dondurucuya koyuyoruz, 2-3 saat bekletip çıkarıyoruz. Hemencecik kırılıyormuş böyle olunca. Kırıp ufalayıp tencereye koyuyoruz. Yağı ve şekeri ilave edip kavuruyoruz. Hafif pembeleşince kırılmış cevizleri de ilave edip biraz daha kavuruyoruz. Sonra da ateşten alıp soğumaya bırakıyoruz.

Muhallebinin yapılışı ise şöyle; Krema hariç tüm malzemeyi karıştırıp muhallebi gibi pişiriyoruz. Muhallebi soğuduktan sonra kremayı ekleyip mikser ile karıştırıyoruz.

Sonrasında ise büyükçe bir borcama önce kadayıfın yarısını serpiyoruz. Üzerine muhallebiyi koyuyoruz. Bunun üzerine de kadayıfın geri kalan yarısını seriyoruz. Buzdolabından 1-2 saat beklettikten sonra tatlımız hazırdır.... Afiyetler olsun...

Nil Karaibrahimgil'in Bütün Kızlar Toplandık şarkısı ile haftayı ve de postumu kapatırım efendim....

26 Kasım 2011 Cumartesi

Geçen Hafta Yasmin Nelet Yaptı?

Blog arşivime baktım da pazartesiden bu yana pek bir şey yazamamışım. Neler yaptım bu hafta bakalım bakalım :))

- Geçen hafta sonu Cumartesi günü İstanbul'daki akrabaların bayram ziyaretlerine devam ettik. Dayıma ve kuzenlerime gittik, Linens'ten çok şık bir mutfak havlusu kuzenimden bana bayram hediyesi olarak geldi. :)) Çok Çok Çok sevindim...

- Pazar günü misafirlerim vardı, eşimin babasının 2. ölüm senesi idi. Aile yakınları ile görüştük, güzelce bir dua okudu annemin teyzesi, güzel vakit geçirdik. Anneannem gelirken açelya getirmiş bize, pembe pembe. Çok güzeldi... Anneannem ve çiçek aşkını önceki şu postumdan bilirsiniz.

- Soncağıma annemin teyzesi bana iki adet ceket dikti. (Terzidir kendisi) Birini giydim bile....


- 24 Kasım öğretmenler gününde çalıştığım şirket bizim de eğitmenler günümüzü kutladı. Oryanstasyon eğitimleri için 2-3 ayda bir yeni işe girenlere eğitim verilir bizde. Ben de o eğitim veren eğitmenlerden biriyim. Bizi çağırdılar, "Eğitmeler Günümüzü" kutlayıp çok güzel bir CaseLogic lap top çantası ve teşekkür belgesi hediye ettiler. Pastamızı yiyip geldik :) Çok güzel bir duyguydu.... Bu arada aynı çantanın mor rengi vardı bende... :) Artık bir gün mor, bir gün griyi kullanırım... :))


- Hayat Melodisi'nin yılbaşı etkinliği için ördüğüm atkının yarısını geçtim. Haftaya bitecek gibi durmakta....  Etkinlik detayları ve  katılım için Hayat Melodisinin bloguna bir TIK.

- Uzun zamandır bloglarda okuduğum elmalı tarçınlı keki yaptım. Ada çayı ile yemekteyiz şu anda :)


- Bardağın içindeki mavi süzgeçi geçen sene Tchibo'dan almıştım. Ada çayı gibi kaynatılmaması gereken bitki çayları için süper kullanışlı bir alet. Arada yine geliyo Tchibo'ya... Bir de Tchibo'da kahve kartı diye bir uygulama varmış. Cafe Nero'dakine benzer. 5 kahve içince 6.sı bedava imiş. Cafe Nero'da 9 kahveden sonra 10.su bedava idi sanırım :) Bu bilgiyi de verim. Tam bir Tchibo hayranı olan ben daha yeni keşfettim bu kartı, ona yanıyorum o ayrı.. :) Bu arada Tchibo yeni konseptine başlamış...


Daha yeni yıla 1 ay kala güzel güzel hediyeler almaya başladım. Hep böyle devam etsin... Yeni yılda da hep mutlu, sağlıklı olalım inşallah. Şans hep bizlerle olsun değil mi???

Alışveriş Danışmanında Yılbaşı için Anlamlı Hediye

Benim olsun çok isterim... Sizinde olsun isterseniz buraya bir TIK...

22 Kasım 2011 Salı

Günün Şiiri

Bu sabah sizlerle bir şiir paylaşmak istiyorum. Biz iş yerindeki arkadaşlarla doğumgünlerinde bir kart alırız, kocaman bir kart olur mutlaka ve üzerine de herkes iyi dileklerini yazar. Geçen seneki doğumgünümde iş arkadaşlarım bana aşağıdaki şiiri yazmışlardı...

Yıl olmasa da seninle birliktelik,
Adeta 10 yıl gibi geldi zaman
Senin neşen, sıcaklığın, cıvıl cıvıl halin
Ebediyete kadar sürer gönülden dileğimiz
Masallara konu olan bir ömür de dileriz
İyilik güzellik mutluluk daimi senin olsun
Ne istersen herşey gönlüne göre olsun

(Nasıl anlatsam size ilk harflerine baksanıza :) )

İşyerim taşınıyor, ben de ufak ufak eşyalarımı topluyorum. Bu toplanma sırasında da herşeye tekrar tekrar bakıp okuyorum. Camımın önünde duruyordu bu kart ama uzun zamandır okumamışım içinde yazanları....

 Taşınma zamanları biraz hüzünlü olur hep. Ben de bu şiiri görünce bir hüzünlendim. Eminim ki yeni yerimizde de çok güzel günler yaşayacağız...

Hepinize iyi günler diliyorum. Çalışanlara iyi çalışmalar, okulda olanlara iyi dersler, okulda olup bir de sınavı olanlara iyi şanslar...

A'dan Z'ye Mimlenmişim :))

Bu mim de nedir neye yarar nasıl yapılır diye kafa yorar ve tam da anlamışken (!) Gülümseciğim mimlemiş beni. Daha önce de Lamore mimlemişti beni makyaj malzemelerimle ilgili ama bir türlü fotoğraf çekemediğimden yapamadım. Onun da sırası gelecek. Ama şimdi hazır öğle tatilinde iken A'dan Z'ye sorularımı yanıtlayayım. Yanıtladığım ilk Mim'im olacak.

Bakalım geçer not alabilecek miyim? :))

A – Aynaya ne sıklıkla bakarsın?
Her gördüğüm yerde bakmışlığım vardır...

B – Boy?
1.62 civarı

 
C – Cam objeleri sakarlıktan sürekli kırar mısın?
Sakarlıkta üstüme yoktur... Taze cam bardak altı kırdım dün.

Ç – Çocuğun var mı?
Henüz yoktur, inşallah zamanı geldiğinde olur...

 
D – Hiç diş çektirdin mi?
Tabisi de...
E – En sevdiğin renk?
Mor

F - Favori makyaj ürünün?
Göz Kalemi
 
G – Gümüş mü altın mı?
Valla altın fiyatları bu kadar artmışken altın diyorum :))

 
H – Hiç hastanede yattın mı?
Evet, 11-12 yaşlarında bademcik, burun etim alınmış kulağıma da tüp takılmıştı... Çoook uzun zaman geçmiş aradan yaw..

I – Ihlamur sever misin?
Bayılırımmm
 
İ – İşin?
Kalite Güvence Uzmanıyım
J – En sevdiğin oje markası?
Pastel

K – Kediler/köpekler hakkında ne düşünüyorsun?
Bana uzak dursunlar diye düşünüyorum....
L – Lakapların neler?
Yasot, Jasmine, Yaso...
M – Çaldığın müzik aletleri?
Hayatım boyunca hiç müzik aleti çalmadım.
N – Nerede oturuyorsun?
İstanbul
O – Güne başlarken olmazsa olmazınız?
En az 5 dk. yatak keyfi yaparım.
Ö – En sevdiğin özlü söz/deyiş?
Aklıma gelmedi şu anda...
P – Pasta sever misin?
Severim, meyveli olsun. Hatta Pelit'in beyaz sakallı pastasına biterim.
R – Nefret ettiğiniz ritüel?
Resmi yerlere giderken resmi giyinme zorunluluğu
S – Sol elle mi yazarsın sağ elle mi?
Sağ.


Ş – Şanslı mısındır?
Zaman zaman... Ama haksızlık etmiyim, buna da şükür diyeyim.


T – Günde kaç kere saçını tararsın?
Kıvırcık salata olduğum için banyo sonralarında tarıyorum. Haftada 3 kere falan yani :))

 
U – Sence uyum nedir?
Beraber bir şeyler yapmaktan zevk almak demektir.

Ü – Kendine rol model aldığın bir ünlü var mı, kim?
Sanırım yok....
V – Oturduğun şehrin valisi olsaydın neler değiştirirdin?
Kesinlikle trafikle ilgili birşeyleri değiştirirdim.
Y – Yaş?
29

Z – Zalim insanlarla karşılaştığında ne yaparsın, onların nasıl hakkından gelirsin?
Çok sabırlıyımdır. Ama sabrımın tükendiği an gelirse de  konuşa konuşa bıktırırım öyle insanları... Böyle mıy mıy içlerini çürütürüm. :))

Efenim ilk mimim baya baya uzun oldu.... Ben de bu mim i yapmak isteyen herkese paslıyorum....

21 Kasım 2011 Pazartesi

http:www.onlineeczanem.com ve http://www.alisverisdellysi.blogspot.com/ işbirliğiyle Bioderma Ürünleri hediye kampanyası başlamış!!!

Bir de bu çekiliş varmış...


"http:www.onlineeczanem.com ve http://www.alisverisdellysi.blogspot.com/ işbirliğiyle Bioderma Ürünleri hediye kampanyası başlamıştır.. sizde katılmak ve şansınızı denemek isterseniz çekilişe katılın :) "


Alışveriş Dellysi'nin blogu ve çekiliş hakkında detay bilgi için buraya bir TIK TIK TIK...


Severek kullandığım bir ürün çekişe girmişken, benim katılmamam çok ayıp olurdu :))


Hadi bakalım hepimize çekilişlerde bol şans...

Bir sürü bir sürü yılbaşı çekiliş var....

Çok severim hediye almayı, vermeyi....

O zaman katılayım dedim çekilişlere, şansımı deneyeyim... Sizler de katılmak isterseniz buyrun buradan yakın...

Roseangel'in çekilişi için buraya bir TIK...

Ojemrujum rimelim'in çekilişi için buraya bir TIK...

MakeUparfume'ün hediyeleri için buraya bir TIK...

Pelinsipka'nın hediyeleri için de buraya bir TIK...

Lady Odeur'un oriflame parfüm hediyesi için bir TIK...

Yeni Yıl Çekilişi Etkinliği - Hayat Melodi'si

Geçen haftadan beri Hayat Melodi'sinin başlattığı bir etkinliği duyuracağım blogumda. Kısmet bugüne imiş :)



Hayat Melodi'si çok güzel bir etkinlik başlattı. Yeni yılda birbirimize hediye verip alacağız. El emeği göz nurumuzla yeni yıla sevinçli, mutlu mu mutlu gireceğiz. Kim bilir birbirimizden alacağımız hediyeler tüm yıl boyunca şans getirir belki bize...

Detaylar için buraya TIK lamanız yeterli.

http://hayatmelodisi.blogspot.com/2011/11/el-emegi-goz-nurubaslasin-yeni-yil.html

Ben bu etkinlik için pembe bir atkı örmeye başladım bile :)) bakalım kime gidecek bu atkım?

Bu arada el emeğine vaktim yok ya da bilmem etmem diyenler üzülmesin. 15-20 tlyi aşmayacak şekilde ufak tefek hediyeler de (el emeği ürünler, kitap, kitap ayıracı, defter vs) alabilirsiniz....

Hadi ne duruyoruz, yeni yıla daha da mutlu girebilmek için elimize gözümüze kuvvet diyelim... Başlayalım harikalarımızı yapmaya....

20 Kasım 2011 Pazar

Kış Günleri ve Salep...

Haftasonu soğuk geçmedi, hatta hep güneş vardı... Ama ben kışı getirdim bir kere... Hem geceleri çok soğuk oluyor....

Kış gecelerinin benim için vazgeçilmelzeri kestane kebap, örgülerim, sıcacık sıcacık çoraplarım, daha çok film izlemek... Ama en güzeli ve lezzetlisi de bol taçınlı salep.

Cumartesi günü uğradığımız Kahve Dünyası'ndan aldığımız salepleri 2 gündür tüketmekteyiz.  Diğer hazır saleplere göre daha lezzetli bulduk bu salepi. Aslında Ersin kocaman bir paket almak istedi ama ben beğenmeme ihtimaline karşı tek pişirimlik paketlerden almayı uygun gördüm. :) (Yarına kalmadı, Kahve Dünyası'nın yolu göründü bana :))


Biz içtik tattık. beğendik, daha önümüzde uzun uzun kış geceleri var... Bol lezzetli, sıcacık ama mutlu mutlu günler, geceler.....

18 Kasım 2011 Cuma

50 tane izleyicim olmuş!!!

Sabah sabah bloguma girip  kumanda paneline tıkladım... Ne göreyim izleyici sayım 50 olmuş.... :))) NAsıl mutlu oldum nasıl anlatamam....

50. izleyicim de Tatlı Anılar olmuş. Çok güzel denk gelmiş... Hem tatlı hem ANI ...

Tatlı olan herşeyi çok severim sevmesine ama ANI'nın daha da farklı bir anlamı var benim için :) Şirkette çalıştığım divizyonun kısaltması da ANI :) Değişik bir rastlandı anlayacağınız. Ya da bir sinyal mi acaba??? :)

Tatlı Anılar bloguma 50. kişi olarak hoş gelmiş sefa gelmiş... Tüm izleyicilerim de iyiki varlar, güzel yorumlarınız, fikirleriniz için size ayrı ayrı çok teşekkür ederim...


Bana blogumla ilgili her konuda destek olan lamore del calcio cuğuma bir de bu blog aracılığıyla teşekkür etmek isterim. Sadece blogla ilgili değil hayatımdaki tüm destekleri, enerjisi için teşekkür ederim. Seni tanıdığım için çok şanslıyım canım arkadaşıom benim....

16 Kasım 2011 Çarşamba

Benim Mutfağım Kırmızı Hatta Kıpkırmızı

Benim mutfak dolaplarım kırmızı kırmızıdır. Bu yüzden de tüm aksesuarlar da kırmızı kırmızı oluyorlar....

Mutfağımızın girişinde bu resimdeki puzzle var, kırmızı çerçeveli....


Kavanozlarım kırmızıdır... Bu kavannozumu Mudo Outletten almıştım. 2,5 tl idi. Aynı modelden bir de sürahisi var, o da kırmızı tabiki...






Salata kurutucum var, o da kırmızı. Tefal'den alınmadır. Hatta daha önceden mavi renkli ama 5 lt'lik kocamanlarından vardı ama ben ne yapayım o kadar büyüğü, hem de rengi kırmızı değildiki.... Hemen 5 lt'lik anneme verildi, ben de kendime kırmızı kırmızı kurutucu aldım.





Kırmızılı çay bardağımız....





Dedim ya hep kırmızı üzerinden alınıyor alınacaklar. Bu uğur böcüklü kırmızı askılık da mutfağımızın yeni üyesi olacak... Nereye asacağıma karar vermedim ama kırmızılı mutfak havlumuzun askılığı olacağı kesin....







Bu yazıda kırmızı mutfağımın şerefine kırmızının bir tonu olsun..... Hepinize bol enerjili günler diliyorum. haftasonuna kaldı 2 gün...  :))) Yuppiiii....

15 Kasım 2011 Salı

Çorapcıklarımmm...

Teyzem hediye etti bu çorapcıkları.... Geçen sene Mudo'dan alacaktım, hep unuttum. Kısmet bu seneye imiş.. Çok tatlılar ama, en erken aldığın yılbaşı konseptli hediyem oldu.... :)) 



Altında ufak ufak silikonlar da var, terlik gibi kullanılabiliyor. Benim gibi terlik giymeyi sevmeyen biri için süper oldu.... Daha önce almadığıma üzülüyorum, başka rengini de alayım ben bu çorapcıkların...

Geçen sene de kendime Twigy'den yılbaşı hediyesi olarak terlik almıştım. Severek giydim, ama yine de terlik bana göre bişi değil, ama giymek de lazım...



Bu sene Twigy'den ev botu alacağım kendime, Markofoni ve Trendyol'a gelecek güzel modellerini bekliyorum bakalım... Bugün gelmişti ama numaralar hemencecik tükenmiş.



Böyle ev botu kullanan var mıdır? Rahat mı, değil mi? Tavsiye eder misiniz?

14 Kasım 2011 Pazartesi

Yasmin, Rejimi, Yoğurdu (!) ve Yeni Keşfi...

Rejim rejim rejim... Rejim değil sağlıklı bir yeme alışkanlığı kazanmak aslında benimkisi... Sabah güzelce bir kahvaltı yapmak, öğlen hafif bir yemek, ara öğünlerde de sağlıklı ama kalorisiz, karbonhidratca fakir yiyecekler yemek. Akşamsa salata & ızgara tarzı yiyecekler, otururken biraz da meyve ya da fındık tarzı atıştırmalıklar.... Dedim ya sağlıklı yeme alışkanlığı... Kışın başından önlem almak. Geceler uzun olunca gelsin çerezler, gelsin tatlılar, tuzlular, gidişat iyi gidişat değil :))



Benim sevgili Bey'im et yemez tavuk yemezgillerdendir. Kırmızı et olarak köfteyi bilir, ayda 1-2 onu yeriz, tavuk olarak da schnitzel olmalı, o da 6 ayda bir yenir :) Ne yenir sizde derseniz bol boool sebze, kuru baklagiller, pizza, son zamanlarda da balık...

Neyse konumuz rejimdi değil mi???? Bu akşam kendime ızgara kabak & patlıcan yaptım. Üzerine de azıcık zeytinyağı gezdirdim, yoğurt ve nane ile afiyetle yedim.  Bey'im de bezelyesiyle mutlu mutlu takıldı. Tabi ıspanaklı böreğin de hakkını yemeyelim...



Yoğurt demişken...  Yoğurdu ben kendi ellerimle mayaladım. Hayatımda ilk defa heves edip yoğurt mayaladım. İlk defaya göre iyi de oldu. Bundan sonra kendi yoğrdumu kendim mayalayacağım gibi durmakta. Marketten aldığım tetrapack sütü kaynattım, ufakcana bir borcama boşalttım. 1 kilo süte, mayalamak için 1 kase yoğurt koydum, azıcık tuz azıcık şeker koyup biraz da karıştırdım. Sonra da sardım sarmaladım. 1 koca gün beklettim. Akşamına da afiyetlen yendi... Sanırım haftada bir 1 kilo sütten yoğurt mayalamam bize yeterli olacak gibi durmakta....

Gelelim bugünün bir diğer keşfine.... Rejimdeyim ama bu durum gözlerimin kapalı, kulaklarımın tıkalı olmasına sebep değil tabiki.... :) İş yerinde de yemeyi seven kişilerden oluşuyoruz. Bir arkadaşım bugün bana Dr. Oetker'in Çikolatalı Suflesi'ni anlata anlata bitiremedi. Yasmin durur mu??? Hem pratik hem sufle hem çikolata. 3 sihirli kelime bir arada... Akşam marketten hemen aldım bir tane. Evimizin ilk misafirleri bu güzel lezzeti tadacak. O gün benim de rejimim Ersin'in tabağından alacağım  1-2 kaşık sufle ile bozulacak artık ama napalım.... O gün hemen gelmeli, düşünmesi bile çoook güzel...



Sizi şu güzelim sufle ile başbaşa bırakıyorum. Güzel sufle gibi sıcacık ama bir o kadar da tatlı haftalar dilerim...

12 Kasım 2011 Cumartesi

Evde Balık Keyfi ve Koska Fırında Helva Keşfi...

Tembel bir hafta sonu geçiriyoruz, hava da çok soğuk... Bırrrr.... Kombimiz tam gaz son gaz yakıp bizi ısıtırken soğuk havaya çıkmak işimize gelmedi pek... Yat-kalk-tv izle-internette dolaş-playstation oyna... Tek aktivitemiz playstaion da araba yarışı sırasında sen geçtin ben geçtim heyecanıyla ayağa kalmak oldu :) (İtiraf edeyim azıcık da iş ile ilgili bişeyler yaptım) E bu arada yemek yapmak olur mu, olmaz tabi... Madem ki tembellik yapıyoruz hakkıyla yapalım dedik kocamla ve evden bile çıkmadan balıkçıya telefon açıp hamsi ve tekir leri kızartıp bize getiriverir misiniz diye sorduk... Tabiki de getirirlerdi, ne zaman ve ne kadar istediğimizi sordu. Sonra da hooop yarım saat içinde balıklar kapımıza geldi.



Ben o yarım saat içinde salata yaptım, sofrayı hazırladım. Rakı-balık iyi giderdi ama tembellikte sınır tanımadığımız için markete gidip almadık, evdeki kola ile idare ederiz dedik :)

E ama bi de balık sonrası için tatlı lazımdı... Ne var evde diye düşünürken geçen gün marketten aldığım Koska Fırında Helva geldi aklıma. Hemen onu çıkardım. Biz balıkları ufak ufak yerken fırına da Fırında Helva'yı koydum. Balıklar bitince hazır oldu tatlımız. Afiyetle yedik.

Fırında Helva'nın yapılışı çok çok kolay. Zaten helva, folyo bir kabın içinde çıkıyor kutunun içinden. Önceden ısıtılmış 150 derecede fırında 10 pişirdiniz miydi tamamdır. Sonrasına sadece keyifle tüketmek kalıyor. Yalnız 2 kişi için biraz fazlaca. 250 gr ama 3-4 kişiye tam olur. (Aslında fırında helva ufak güveç kaplarında çok kolayca yapılabiliyor, biliyorum ama güveç kaplarım yok, vardı da ben mi yapmadım... :)) )

Efendim, tembellikte sınır tanımayıp bir de damak tadımdan ödün vermeyerek tatlıyı da 10 dakikada hazırlayarak rekorumu kırmış bulunmaktayım. :)) Ne dersiniz becerikliyim değil mi?

Arada böyle tembellik yapmak iyi oluyor, yoğunluğun kargaşanın arasında herşeye bir durr diyip beyni boşaltmak güzel bi duygu...  Tembellik diyince aklıma hep Garfield gelir benim. Ayrıca kedilerden çok hazetmesem de Garfield'i seviyorum. Çizgi film diye herhalde :))


Bir de ben tembellik yapsam da yapmasam da pratik şeyleri kullanmak güzel, hatta bazen hayat kurtarıcı oluyor. Sürekli kullanmasam da bu tür pratik ve yeni çıkmış ürünleri keşfetmeyi çok seviyorum. Deneyip de bir fikrimin olması çok hoşuma gidiyor...Kek yapmayı o kadar çok sevmeme rağmen, Dr. Oetker'in sade ya da limonlu hazır kekunlarını mutlaka evimde bulunduruyorum. Bu aralar Cart'e Dor'un hazır karışımlarını denemeyi düşünüyorum.


Yarın için herkese mutlu ve bol dinlenmeli bir pazar günü diliyorum....

11 Kasım 2011 Cuma

Anneannem, Çiçekleri ve Gezileri

Geçtiğimiz günlerdeki postlarımın birinde anneannemden ufacık bahsetmiştim. Bu postumda azıcık daha bahsetmek istedim.


14 yaşında annemi almış kucağına, o yüzden çok gençtir benim anneannem. Bir çok arkadaşımın annesiyle yaşıttır hatta. :)) Ama inanın bana benden daha gençtir. Gezer, tozar, İstanbul'da en yeni açılan yerlere ilk o gider, keşfeder, sonra da gelir bize tavsiye eder. Hatta birlikte gideriz. Öyle hayat dolu, ruhu genç bir anneannedir benim anneannem.

Vee bir de asla kimselere vermediği çiçekleri vardır evinde.... Menekşeleri dillere destandır, cam güzelleri, begonyaları, hepsi ayrı güzel açar rengarenk olur... Her gün ayrı ayrı ilgilenir onlarla, suları, vitaminleri, çiçek coşturanları, yaprak yeşertenleri.... Hepsine vakit ayırır, aylık haftalık bir plan dahilinde takip eder. Evde olmadığı zamanlarda da düşünür çiçekciklerini.... Ya anneme ya teyzeme binbir tembih eder. Sularını versinler, vitaminlerini eksik etmesinler diye...

İşte geçen gün erken bayram ziyaretimiz sırasında çektiğim fotoğraflar...






İşte böyledir benim anneannem... Onun yaşına geldiğimde onun gibi hayat dolu olabilecek miyim acaba diye düşünüyorum zaman zaman. Hayatla çok küçük yaşta tanışmış, boşanmanın ayıp sayıldığı bir zamanda eşinden boşanma kararı alıp uygulamış, sonrasında çalışma hayatını da görüp zorluklarını tatmış, 2 çocuğunu büyütmüş. Görmüş geçirmiş derler ya o cinsten.... Belki de küçük yaştan beri tüm bunlarla yoğrulduğu için hayata böylesine bağlı, neşeli ve kendisinin de tabiriyle "kafasına tokadan başka birşeyi takmayan" biri...

Sanırım fiziki olarak da çok benzediğim anneannemi kendime model alsam çok iyi olacak. Kafama toka bile takmamak istiyorum :)))