Pages

30 Ekim 2011 Pazar

Azıcık Sarışınlaştım, Çok Çok Azıcık Ama...

Evetttt..

Bugün öğleden sonra soluğu kuaförde aldım ve kumral olan saçlarımın aralarına azıcık ışıltı kattırdım, azıcık sarışınlaştım yani... :) Saçımı kestirecektim ama kıyamadım yine, fakat kuaförümle 1 ay sonra kestirmek üzere anlaşma yaptım. Kırıklarım var ama kıyamadım işte... :)


Değişiklik iyi geldi bana... Daha mutlu daha bakımlı geldim evime. :)) Güle güle kullanayım....

29 Ekim'in Anlamlı Alışverişi


Yukarıda resimini gördüğünüz Atatürk çiçeği 29 Ekim gibi anlamlı bir günde Bauhause'dan alınmıştır.

Anneanneme bugün bayram ziyaretine gideceğimiz için çiçek alalım dedik. Yolumuzun üzerindeki Bauhause'a uğradık. Anneanneme kırmızı-bordo bir kasımpatı aldık. Kendisi çiçekli ve de çok renkli çiçekleri sevdiği için. Hoş herşeyin bol renkli olanlarını sever anneannem. Aslında birgün anneannemle ilgili bir post yazayım size. Kendisi benden bile daha gençtir :))

Bauhause'dan içeri girer girmez Ersin'le Atatürk çiçeğini gördük. Kırmızı olmasından ötürü Ersin'in extra ilgisini çekti.... Kırmızılı odamıza uygun olacak diye. Bir de Ersin'i çiçek konusunda durdurmam imkansız. Çiçekleri çok seviyor, Ziraat Mühendisi olmasından ötürü de hangi mevsimde hangi çiçek olur, nasıl sulanmalı vs. hepsini de biliyor. 2,5 senelik evliliğimizde ya 1 ya da 2 kere çiçek sulamışımdır, kimini limonlu suyla kimini tuzlu suyla suladığı için ben karıştırırım falan neme lazım. :) Ben sadece konuşurum çiçeklerimizle.

Neyse efendim, aldık çiçeklerimizi evimize geldik. Koyduk Atatürk çiçeğimizi baş köşemize. Baktıkça baktıkça ne anlamlı bir günde aldık bu çiçeği diye geçirdik içimizden. Ne de güzel oldu değil mi? Güle güle büyütelimm... Solmasın, hep diri kalsın ilk günkü gibi inşallah...

Merak edenlere Bauhause'dan aldığımız Atatürk çiçeğinin fiyatı 5,85 tl'dir. İlgililere duyrulur...  

29 Ekim 2011 Cumartesi

Cumhuriyetimizin 88.yılı Kutlu Olsun...

Daha da güzel günler göreceğimiz nica 100 lü yıllara.. Cumhuriyetimizin 88. yılı kutlu olsun... Tüm engelleremelere inat...

Yine Çekiliş...

Bu çekilişe katılmasam çok üzülürdüm...

Moleskine Defter ve rengarenk kalemler.... Tam benlikler...

Sizde severseniz renkli kalemlerle yazı yazmayı burayı TIK layabilirsiniz....

28 Ekim 2011 Cuma

Hamarat Yasmin Mutfakta...

Başlığa hamarat Yasmin yazdım yazmasına ama bugün yaptığım herşey extra extra kolay. Hamaratlıkla ilgisi yok pek aslında :)


Efenim eve 1'de gelip oraya mı gitsek buraya mı gitsek diye düşünüp düşünüp durduk Ersin'le. Sonrasında hiç bir yere gitmeyip evde dinlenmeye karar verdik. Cumartesi ve Pazar yoğun geçecek ne de olsa....

Evde olmayı fırsat bilip biraz dinlendikten sonra kendimi mutfağa attım. Ne zamandır bloglarda okuyup da denemek istediğim "Krem Şantili Kurabiye"yi yaptım. Sonra içerden Ersin'in sesi geldi "Acaba domatesli çubuk makarna mı yesek? Hani geçen gün aldığımız yassı spagettiden mi yapsak?" Hemen makarna suyu konuldu. Hamaratım ya makarnamız pişerken bir yandan da Dr. Oetker'in Tavukgöğsü karıştırıldı ve kaplara koyulup dolaba kaldırıldı.

Kremşantili kurabiye tarifini "Hünerli Bayanlar"ın blogundan aldım. Buraya TIK layabilirsiniz. Ben evde kepekli un olduğu için kepekli un kullandım, o yüzden de 3 bardak değil de 2 bardak kepekli un tam geldi. Bu arada kurabiye gerçekten çok kolay ve çok lezzetli. aynı un kurabiyesine benziyor. Ersin de bayıla bayıla yedi, yanına da çay demledik.... İşte kurabiyelerimin resmi;






Yassı spagetti de son zamanlarda favorilerimizden. Ersin sadece çubuk makarnayı sevdiği için bizim eve fiyonk,burgu ya da düdük makarna gibi çeşitler girmez. Ama 2-3 ay önce Filiz marka makarnanın yassı spagettisini keşfettim. Uzun erişte gibi, hoşumuza gitti.





Şu anda da sahlepli kek pişiyor fırında... Yarın annemlere kahvaltıya gideceğiz. Geçen gün de yapmıştım çok beğenmişlerdi ama ancak 1 dilim yiyebilmişlerdi (geri kalanını işyerine götürmüştüm) şimdi tüm keki onlara götüreceğim. Sahlepli kek tarifini Sarı Mutfak'tan aldım, süper bir tarif. Siz de yapıp bu eşsiz lezzeti tatmak için buraya bir TIK! Tek farkı benim yine kepekli un kullanmam.



Bu da kendi çapımda tavukgöğsü üzerine tarçın ile E yazma çalışmam :)) Olmamış değilmi? İlk niyetim bu değildi sonradan dönme E oldu da o yüzden :))



Dediğim gibi böylesi hamarat bir gün geçirdim :) aman nazar değmesin... Genelde hamaratımdır ama bazen tembellik ağır basıyor... :))

Çekilişler...Çekilişler...

Yarım gün olmasıı fırsat bilip blog yazılarını daha detaylı ve çok okuyabildim...

Baktım ki bir dolu çekiliş var. Ben de katılayım dedim. İşte katıldığım çekilişler ve benim olmasını istediğim hediyeler...



Katıldığım ilk çekiliş, sevgili PASTA KÖŞESİ'nin Seni Seviyorum Kurabişleri... Buraya bir TIK lütfen.

Sürüsüne bereket hediyeler için butaya bir TIK !!!

Biraz da makyaj için buraya hıphızlı bir TIK, ayrıca buraya da bit TIK !!!

Şimdilik bu kadar çekiliş yeter bana... :))

26 Ekim 2011 Çarşamba

Van Bebişlerine Mama & Süt

Bir elin verdiğini diğer el bilmemeli derler ama ben dayanamayıp sizlerle paylaşma gereği duydum...

Çalıştığım firma bebek maması ve iştahsız çocukların beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için kalorisi yüksek olan çocuk sütleri üretmekte. Pazartesi günü Van deprem bölgesine yardım için başvuru yapmıştık ve onay geldi.

Ben de az önce ürünleri onayladım ve bu akşam yola çıkacak ürünler... Bebişler yesinler, içsinler büyüsünler.... Attığım bir imza ile bile olsa çorbada tuzumun olması çok hoşuma gitti... Şirketimi bu konulardaki hassas tutumundan ötürü daha da çok seviyorum....  Umuyorum ki imkanı olan tüm şirketler ve de herkes yardımlarını esirgemiyordur Van'a...


Afiyet olsun Van'daki bebişlere, çocuklara...

25 Ekim 2011 Salı

Pembe Gönlüm Sende'den Van'lı Bayanlara Anlamlı Yardım...

Pembe Gönlüm Sende Van'lı bayanlar için yardım eli uzatmış.

Detaylı yazısını okumak için buraya bir TIK.

Ellerine sağlık, Emeklerine sağlık, aklına sağlık diyorum.

Van Bebişlerine Atkı-Bere Örmeye...

Van'daki bebişler üşümesin, elleri ayacıkları ve başları sıcacık olsun diye, onlara atkı bere örme fikri gelmiş fashion by pride'ın aklına. Çok iyi bir fikir. Hemen uygulamaya aldım. Pride'ın yazısını okumak için buraya bir TIK lütfen. Kendisine çoook teşekkür ederim tekrardan...

Ben de eve geldim, yünlerimi karıştırdım ve hemen bere örmeye başladım. Hatta annem hıphızlıca bere örmüş bile bebişlere, yarın şirketimin organize ettiği bir araç ile göndereceğim... Güle güle kullansınlar...

Tüm hünerli bayanları ben de Van bebişlerine yardım etmeye çağırıyorum. Ördüklerinizi nereye nasıl göndereceğiniz için de buraya bir TIK lamanız yeterli...

Yazımı bu güleç bebişle bitirmek istiyorum. Gelin Van'daki bebişlerimizin yüzlerini de gözlerini de bu bebişinkiler gibi güldürelim. Üşümememeleri için tek yürek tek bilek olalım....


Van için Herkes Tek Yürek!


Van Depremi'ne duyarlılık gösteren ve zor durumda olan depremzedelere yardım elini uzatmak isteyen vatandaşlarımız için bir liste hazırladık. Aşağıdaki kanallardan dilediğinizi seçerek yardımlarınızı en kolay şekilde Van'a ulaştırabilirsiniz:


1. KIZILAY
2868'e tüm operatörlerden boş bir SMS göndererek Kızılay'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Ayrıca havale yoluyla destek olmak isteyenler, tüm bankalardaki "Türk Kızılayı" hesaplarından bağış yapabilir. Ayni bağışlar Türk Kızılayı lojistik merkezleri ve şubeleri tarafından kabul edilecektir. Tüm Kızılay şubelerinin iletişim numaralarını buradan öğrenebilirsiniz.

2. AKUT
Tüm GSM operatörlerinden 2930'a göndereceğiniz AKUT yazan bir SMS ile AKUT'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Kredi kartını kullanarak internet üzerinden bağış yapmak isteyen vatandaşlarımız CardFinans ya da diğer banka kartlarını kullanarak bağışta bulunabilirler.

Havale/EFT için Banka Hesap Numaraları;
T. İş Bankası - Gayrettepe Şubesi - TR14 0006 4000 0011 0800 6666 63

Finansbank - Gayrettepe Şubesi - TR92 0011 1000 0000 0001 9576 70

Garanti Bankası - Ortaklar Cad. Şubesi - TR26 0006 2000 3570 0000 0029 30


3. BAŞBAKANLIK YARDIM KAMPANYASI
Başbakanlık tarafından Van’da yaşanan deprem nedeniyle başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde saptanan banka hesap numaralarına buradan ulaşabilirsiniz.

4. KARGO FİRMALARI
Yurtiçi Kargo, PTT Kargo, MNG Kargo ve Aras Kargo yardım gönderilerini ücretsiz olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.

5. HÜRRİYET EVLERİ
Deprem sonrası yaralarını sarmaya çalışan ve kış öncesinde evsiz kalan Van için Hürriyet Gazetesi de büyük bir seferberlik başlattı. Hürriyet, Van’da kış koşullarına dayanıklı, mutfak, banyo ve tuvaleti olan "Hürriyet Evleri" kuracak. Kızılay işbirliğinde başlatılan kampanya ile her biri 6 bin liraya kurulacak evler, evsiz kalan vatandaşlara sıcak bir yuva olacak.

Van Depremi - Hürriyet Gazetesi Bağış Hesapları
T. İş Bankası Mithatpaşa Şubesi
4228 - 0971947 / IBAN TR370006400000142280971947


T.C. Ziraat Bankası Kızılay Şubesi
Hesap No 685-2868-5189 / IBAN TR060001000685000028685189


Garanti Bankası Kızılay Şubesi
Hesap adı: Van Depremi - Hürriyet
Şube: 082 Hesap No: 6294703 / IBAN TR72 0006 2000 0820 0006 2947 03


Yapacağınız ufak bir yardım zor durumdaki bir çok insanı hayata bağlayan bir umut olacaktır. Mesajımızın ulaştığı herkesi, deprem bölgesinde yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yardım etmeye davet ediyoruz.




Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

24 Ekim 2011 Pazartesi

Benim Hala Umudum Var....

Ahh ahh...


Nasıl başlamalıyım ki yazıma...

Daha 26 ana kuzusunun acısını kabullenememişken hatta blogger boykotumuz bile bitmemişken Van depremi haberi ile şok olduk. Tüm Türkiye sallandık. İlk duyduğumda inanamadım. Çok etkili olamayacağını düşündüm. Belki de böyle olmasını istedim, buna inandım. İnandım ki canlar yanmasın, inandım ki analar, babalar ağlamasın, çocuklar ağlamasın...

Ama gerçek oradaydı işte... Haberleri izlemek, okumak hem istiyorum hem istemiyorum. Nasıl bir duygudur ki bu? Bir anda yıkılan insanlar, umut, umutsuzluk...  Gerçekten de kelimelerin anlamını yitirdiği noktadayız....

Şimdi elimizden gelen tek şey yardım etmek ve dua etmek... Yurtiçi Kargo, MNG Kargo ve PTT Kargo Van'a gönderilecek yardımları ücretsiz taşıyor. Kendilerini bu davranışları için tebrik ediyorum. Birçok belediye de yardım toplama işine girdi, herkes tüm imkanlarını seferber etmiş durumda.

Zaman gerçekten de birliktelik zamanı, birlikte yaralarımızı sarma zamanı. Şehit ailelerine başsağlığı diliyorum, Allah sabır versin. Van depreminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına da başsağlığı ve sabır diliyorum.

Enkaz altında kurtarılmayı bekleyenler için Benim Hala Umudum Var...
Mazhar Alanson'un da dediği gibi Benim hala umudum var....

"Benim hala umudum var isyan etsem de istedigim kadar
....
Güzel günler bizi bekler eyvallah dersin olur biter
....
Güzel günler bizi bekler eyvallah dersin geçer gider boyun"

Ben daha da güzel günlerin ülkemizi beklediğine inanıyorum, hepimiz inanalım, inanalım ki kendi umudumuzu kendimiz yaratalım... İnanalım ki bugün ektiğimiz ufacık tohumlar fidanlar, yarın büyüsün kocaman bir ağaç olsun, hiiiç yıkılmasın...


18 Ekim 2011 Salı

Jetgiller çizgifilmini hatırlayan var mı?


90'lı yıllar... Ben okuldan eve gelmiş ve tvnin başına geçmişim. çizgi film izliyor da izliyorum. O zaman ne bilgisayar var ne de tv de başka program. Çocuk dediğin annesinin izlediği Yalan Rüzgarı, Hayat Ağacı, Cesur ve Güzel gibi dizilerin öncesinde çıkan çizgi filmlerle kendi kendini eyler. Kız çocuğu ise de Yalan Rüzgarında Viki, Abbott ailesi gibi kişilerle haşır neşir olur :))

Tom ve Jerry, Tazmania Canavarı, Taş Devri, Şeker Kız Candy, Heidi, Jetgiller... Ne güzel zamanlardı, öyle birşey yapmadan çizgi film izlemek... Ahhh ahhh... Kıymet bilecek farkındalıkta değildik...

Bugünler de sık sık aklıma Jetgiller geliyor...  Hatırlayan vardır mutlaka. Hatta hala yayımlanıyor sanırım, geçen aylarda bir kanalda denk geldim, zap yapmaya elim gitmedi, oturdum yine izledim. :) O çizgi filmdeki gibi bir hayatımız mı olsaydı acaba??? Sabah kalktığımızda yüzümüzü yıkayan, kahvaltımızı hazırlayan hatta yediren, bi de üstüne bizi giydirip makyajımızı yapan bir sistem olaydı hiç de fena olmazdı hani... Bir adım bile atmadan, yürüyen bantlarla evimizin kapısına kadar gidip, bir de uzay aracımızla hooop hemencecik işimize gücümüze gideydik. Çok mu tembelim???? Ama itiraf edin sizler de istemezmiydiniz bir düğmeye basarak tüm işlerinizi halletmeyi böylelikle de başka başka şeylere ve de sevdiklerinize daha fazla vakit ayırabilmeyi... :)))





Jetgillerin Rosie isimli bir de robotları  vardı. Şimdi yan odadaki dağ gibi ütüleri düşündükçe nasıl seviyorum o robotu... Hem robot un hisleri de vardı, zırt pırt aşık olurdu. Ah Rosie'ciğim 1 haftalığına gelip bizim evde kalsan nasıl olur.... 

17 Ekim 2011 Pazartesi

Maraton Manzaraları....

Hiç birşey yapmama gerek kalmadan ikinci postumda fotoğrafları yükleyebildim. İnternetin cilveleri diyorum... :)

Buyrunuz efendim Alın ailesinin Maraton güncesi :))

Sıcacık yataktan saat 08:30 civarı kalkılınır ve Altunizade Köprüsüne gelinir.

95948 No'lu yürücü Yasmin Halk yürüyüşü için hazırdır...
Uykulu gözlerle....


 Veeeee Startttt... Hadi başlayalımmm


2'den 70'e yürüyüş takımımız....


Yasmin yürümeye başlar....


Daha köprüye gelmeden yorulur, Kocacığına yaslanır


Köprü ortasında uykusu açılır, kendine gelir, akrobatik hareketler yapar... :)


Tam Ortasındayız Bogaz Köprüsünün...


Bizim için son durak.... Beşiktaş...


Sonrasında da mükellef bir kahvaltıyla yürüyüş noktalaır....

Veee Avrasya Maratonu'ndayızzz....

Evet evet başlıkta yazdığı gibi, gittik, gördük, donduk...... Ne yalan söyliyim Cuma günkü yazımı yazarken bile gitmeyeceğim diye düşünmekte idim. Hatta Cumartesi akşamı saat 22:00'a kadar gitmeyelim diye konuşmuştuk Ersin'le... Sonrasında Ersin'in işyerinden arkadaşı Salih Bey ve Cengiz Bey'in ısrarı üzerine gittik, çok da iyi yapmışız. Vesile olan herkese çoook teşekkür ederim...

İnsanın hayatında en azından bir kerecik tecrübe etmesi gereken bir deneyim. Soğuk ve yağmura rağmen çok değişik/güzel bir eylemdi... :)) Çok eğlendik, bir de hava puslu olmasaydı manzaranın keyfi tadından yenmez olacak idi... Ama olsun puslu puslu da güzeldi İstanbul'uma tepeden bakmak...

Ben en iyisi susayım, fotoğraflar anlatsın diyordum ama fotoğraf yükleyemiyorum bloguma. Yine explorer sorunu mudur acaba? :(

Sorunu çözümler çözümlemez resimlerimi de paylaşacağım sizlerle...

14 Ekim 2011 Cuma

Happy Friday....

Evettttt hafta başından beri beklediğim Cuma günü geldi... Hatta bitiyor bile....




Hava yağışlı, kapalı ama yine de bu haftasonunun gelmesinden ötürü duyduğum mutluluğu engelleyemez...

Cumartesi gününe arkadaşlar bize yemeğe gelecek,

Pazar günü ise benim için hep ilklerin yaşanacağı bir gün olacak. Avrasya Maratonu var, 29 senelik İstanbullu olan ben ilk defa Boğaz Köprüsünden yürüyeceğim canımla birlikte... :)) Bol bol fotoğraf çekmek istiyoruummmm.... Sonrasında da Ortaköy de kahvaltı yapacağız. Hava soğuk olacakmış ama sıkı sıkı giyineceğiz.

Öğleden sonra da liseden arkadaşlarımla hamam sefası yapacağız. İlk defa hamam a gideceğim. Ne demişler hamama giren terler....

Hep sevdiklerimizle birlikte zaman geçirsek, hep gezsek, hep tozsak, hep yapmadığımız şeyleri yapsak... Hep hep hep.... :)))

Herkese iyi hafta sonları....

13 Ekim 2011 Perşembe

Macaron Macaronnn...


Baktıkça Mutlu Oluıyorum...
Baktıkça Yemek İstiyorum....
Ama yiyip de kilo almamak istiyorum...
O Nasıl Olacak???? :))

Ben Macaron ları çok seviyorum. Benim için Son ayların favori tatlısı...

Carte D'or evde yapmak için toz karışımını da çıkarmış. Her markette yok ama... Bulduğum ilk markette alacağım, deneyeceğim ve büyük bir zevkle tadarak test edeceğim. Bakalım nasıl olacak. Yine büyük bir zevkle paylaşırım sizlerle de deneyimlerimi....

http://www.cartedor.com.tr/urun_detay.aspx?urun_id=40&category_id=6



Oje Demişken....

Bu sene desenli ve renkli çorap tabularımla birlikte oje rengi konusundaki tabularımı da yıktım.

Mavisinden moruna, pembesinden kahve tonlarına kadar bir çok değişik renkteki oje dolabımda durmakta. Sürmüyor da değilim, hatta artık "şu renkte bir oje olsa ne güzel olurdu" derken buluyorum kendimi. 28 yıldır beyaz, pembe nadiren de kırmızı (o da Flormar 128'den başkası olmaz) oje süren-sürdüren ben bu sene sürdüğüm oje renklerine şaşırmıyor değilim.

Bu aralar Flormar'da bir kere görüp acaba sürer miyim sürmez miyim diye şüphe duyduğum için almadığım kiremit rengi (evet evet yanlış duymadınız bildiğiniz turuncunun koyusu olan kiremit rengi) oje arayışları içindeyim. Gördüğüm yerde alacağım. (Annemin hediyesi olan bir gömlekle de çok uyacak. Esas derdim bu sanırım :))

Ayrıca eskiden oje markası konusunda da tutucu olan ve Flormar'dan başka marka kullanmayan Yasmin son zamanlarda Pastel, Golden Rose hatta ve hatta Avon gibi markaları da tercih ediyor. İtiraf ediyorum Golden Rose markasının ojeleri ile ilk defa Lamore'nin nikahında gittiğim kuaförde tanıştım. Elbiseme uygun olan tek renk bu markada vardı.  (Numarası İstanbul'un Plakası: 34)  Çok da beğendim rengi ve hemen gördüğüm ilk dükkandan aldım. Daha sonra da başka bir dükkandan bordomtrak bir rengini aldım. Sürüşü çok rahat ve flormar a göre daha hızlı kuruyor. Kısacası Golden Rose bendeki deneme testlerini başarı ile geçti. Aynı markanın 2. ojesini almamdan belli....

İşte en son aldığım Golden Rose Ojeleri:

Golden Rose 103 Numara                                                Golden Rose 34 Numara

Bu aralar çok sık sürdüğüm bir diğer oje ise Flormar 011 numara. Fotoğraftaki renk. Kirli pembe mi demeli bu ojenin rengine. Fotoğrafta tam olarak rnegi çıkmamış tabi....


Vel hasıl tırnaklarımı ojeli ojeli daha çok seviyorum....

Lamore'nin Gelin Ojeleri

11 yıllık arkadaşım "lamore del calcio" geçen gün beni yazısında tanıtmış, ne güzel de yazmış.... Ona kınası için hazırladığım kırmızı ojelerin resmini de koymuş. Keyifle hazırlamıştım bu güzel mi güzel gelin ojelerini. Evlenen kişi yakın mı yakın arkadaş olunca onun için yapılan şeylerden apayrı bir tat alınıyormuş meğer....

Gelin Ojelerin daha yakın bir resmine aşağıdan bakabilirsiniz. Lamore'nin yazısı için de buraya bir TIK 'lamanız yeterli. Yapımı ile ilgili detayları anlatayım biraz sizlere.... :)


Lamore bana resim gönderip böyle böyle birşey var, nasıl yaparız der demez soluğu annemde aldım. Annemin meşhur dikiş sandığını karıştıra karıştıra 2-3 ayrı model oluşturup Lamore'ye ve diğer yakın arkadaşlarımıza gösterdim. En uygun olanını seçtikten sonra iş oje ve fisto-kurdela alımına geldi.

Ojeleri bize yakın bir dükkanla anlaştım ve tanesi 1 tl'ye aldım. (evet evet yanlış duymadınız flormar ojeyi 1,5 değil 1 tl'ye aldım) Tabi istediğim miktarda kırmızı ve tonları olmadığı için önden sipariş verdim dükkana. Tuhafiyeciden de Lamore'nin istediği gibi kenarları sarı renkte fisto, krem rengi ince kurdela ve  ince çiçekli fisto aldım. Sarı renk Lamore'nin evlilik ile ilgili tüm detaylarında vardı zaten.

Önce ince çiçekli fistonun çiçeklerini kestim, sonra krem rengi kurdelayı fiyonk şeklinde diktim ortasına da ince fistodan kestiğim çiçekleri kondurdum. Bunları bir kenarda beklettim.

Sonra da kenarı sarı renkli fistoyu uygun renkte kestim. Bu fistonun bir kenarı lastikli olduğu için ojenin boyun kısmına sarmam çok kolay oldu. Uçlarını da arka kısmından silikon ile yapıştırdım.

En son olarak da hazırladığım çiçekli fiyonkları ojelerin ön kısmına yine silikon ile yapıştırdım.

Sonuç: Benim gördüğüm tek şey mutluluk... Ki bu mutluluğu kelimelerle ifade etmek imkansız.... O zaman resimler anlatsın.....


Lamore'ciğim o gülümsemen hiç solmasıni mutluluğun daim olsun canım arkadaşım. Sen bunu çoook hakediyorsun....

12 Ekim 2011 Çarşamba

Penti'de Yeni Sezon Başlamış....

Her ne kadar kışın geldiğini kabul edemesem de soğuklar dayandı kapıya. Haftasonu kısa botlarımı bile giydim, bir kaç parça uzun kollu giysilerimi de çıkardım. Ama yazlıkları kaldırmaya kıyamadım henüz.... İnce askılı penyelerim bile dolabımda duruyor, vedalaşması zor....

Yine de ufak ufak hazırlıyorum kendimi kışa. Geçen sene desenli ve alacalı renkli çorap konusunda tüm tabuları Penti ile yıkan ben, hafta sonu yine bir Penti Mağazası'na uğradım. Yeni yeni modeller çıkmış. Hemen bir tane aldım. Bu sefer de hayatımda hiiiç giymediğim bir çorap rengi olan pembe renkli üzerinde fiyonk desenleri olan bir çorap aldım. Çok severek aldım ama giyibilecek miyim ya da hangi renk eteğin altına giyebileceğim bilemiyorum. O kısım biraz şüpheli. Madem şüphelisin niye aldın Yasmin? diye sormayacağınızı tahmin ediyorum. Bulunsun gün gelir lazım olur, hem almazsam içimde kalır, rüyalarıma girer uykum kaçar, sağlığım mı bozulsun :))


Girdiğim Penti mağazasında üstteki resimdeki leopar ayakkabılı modelin giydiği çorap deseni yoktu. Olsa idi onu da alacaktım. Çok hoşuma gitti. Eve geldim Penti'nin online mağazasından alayım dedim ama oraya da gelmemiş henüz. Başka Penti mağazalarında gözlerim bu deseni arayacak hep. Merak edenlere: Modelin ismi: Bandage, fiyatı ise 11.90 TL.

Anlayacağınız pembe renkli fiyonklu çorabı aldım rahatladım ama aklım hala Siyah banjaj desenli çorapta... Tez zamanda bulurum umarım :))

11 Ekim 2011 Salı

Bugün Benim 1. Yılım

Geçen sene tam da bugün başlamıştım şu anki çok sevdiğim işime....



1 yılda çok şey öğrendim, çok tatlı insanlar tanıdım, çok çok güzel günler geçirdim. Bol kahkahalı, çikolatalı, pastalı zamanlarım oldu... İyiki işimi değiştirip benim için herşeyiyle yepyeni bu dünyaya adımımı atma kararını almışım ve bu kararımı uygulamışım.

Canım iş arkadaşlarım iyiki sizi tanımışım. 1 sene içindeki yardımlarınız, destekleriniz ve yüzümde bıraktığınız gülümseme ile kulaklarıma doldurduğunuz kahkalarım için sizlere ne kadar çoook teşekkür etsem az...


Veee yeni işim... Seni de çok sevdim 1 sene içinde, daha da içine girip tecrübelendikçe çok daha fazla seveceğimi de hissediyorum... Seninle nice huzurlu ama sendromsuz (:)) senelere... Hep böyle iyi geçinelim birbirimizle, maşallah nazar değmesin bize...

NİCE 1'Lİ SENELERE....

(Çok mu 1 oldu :) bir ara emekli olurum herhalde...)