Pages

31 Ocak 2012 Salı

Kekkkk Neden Güzel Olmadın ki Sen????

Uzun zaman sonra yaptığım kek olmadı bugün....

Yardım rica ediyorum...

Aslında her zaman yaptığım kek tarifi ile yaptım, tek farkı hafta sonu İKEA'da kağıt kalıpları görünce benim de çoook önceden ilk İKEA'ya gittiğimde almış olduğum kek kağıtlarının gelmesi ve keki onların içinde pişirmem. Bugün de eve 1 saat kadar erken gelince o kağıtlarla kek yapayım, yanına da sahlep, yeşil çay, ıhlamur gibisinden sıcacık içeceklerle şenlendireyim evimizi dedim.

Dedim demesine ama kekim çok iyi olmadı, aslında tadı iyi ama görselliği kötü.... Böyle kekler o kağıtların içinde tombiş tombiş olmadı bi kere... yayım yayım yayıldı. Sonra kekin üst kısmı biraz fazla tıkır tıkır oldu, sert oldu baya.... Uzun zamandan beri ilk defa yaptığım keki beğenmedim yahuuu... :))

Bu kağıtta yapılan keklerin başka bir sırrı mı vardır? Ben böle cupcake gibi olsun, kabar kabar kabarsın, pofuduk pofuduk olsun istiyorummm.... Bana bi yardım edin, önerilerinizi alayım. Yoksa İKEA'dan aldığım ve sadece 15-20 adedini kullandığım 150 adet civarındaki kağıt kalıplar kullanılmadan kalacaklar... (Neden bu kadar çok almışım anlamadım ki....) :))

Kağıtlarım da şunlar, biliyorsunuzdur mutlaka... Kesin bunların bir ismi vardır ve ben bilmiyorumdur... :))

Bu keklerimizi öyle ya da böyle bitirince tencere kekini deneyeceğim.... Bakalım o maceram nasıl sonuçlanacak... :)))

Kar, Soğuk, Bırrrr.....

Soğuk hatta 33 yılın en soğuk günlerinden merhabalar...

Çoook soğuk, kar yağıyor hatta dün akşam üzerinden beri hemen hemen hiç durmadı bizim buralarda. Dün normal saatimizde çıkma gibi bir gaflette bulunduk ve çok kötü bir manzara ile eve ulaştık... Görüş mesafesi 2metre hadi bilemedin 2,5 metre, o da olmadı 3m falandı J Tabi trafik de cabası, servis şöförü bizim evin sokağına giremedi, bi de kaya kaya eve yürüdüm biraz.... Neyse efenim oldu bitti.... Bugüne bakalım dicem  ama ay sonu olduğu için işler de yoğun, yine normal saatimizde çıkacağız gibi gibi.... Bakalım akşama nasıl gideceğiz evimize....

Bizim ofisten dışarı açılan ufak bir alan var, hatta tam ortasında limon ağacımız var.... Arada biraz hava almak için iyi oluyor, sigara içenler de ağaç manzaralı tüttürüyorlar sigaralarını.... Orada birkaç fotoğraf çektik, sizlerle de paylaşayım dedim...




Sıcacık günler dilerim.... Dikkat edin kendinize....

29 Ocak 2012 Pazar

İkea Mutfağımın Herşeyi Oldu....

Efenim, her evlenen çiftin en az bir kez uğradığı İKEA'ya, biz ne evlenirken ne de yeni evimize taşınırken hiç uğramadık...:)) Bize çok ters bir yerde idi, e bizim de arabamız yok, hadi gittik diyelim aldıklarımızla nasıl döneceğiz diye düşüne düşüne gitmedik.


Nice sonra teyzemin arabasıyla gitmiştik, her evde bulunan kumandalık, fener, buzluk, kokulu mumlar gibi ufak tefek eşyalar almıştık. Dün aklımıza esti nasıl gideriz diye araştırıp en uygun yolu belirleyip soluğu İKEA'da aldık Ersin'le. (Bu arada araba almanın vaktinin iyice geldiğini bir kez daha anlamış olduk... :) En kısa zamanda inşallah...)

Mutfak ile ilgili çok kullanışlı şeyler aldık... Duvara asılan baharatlık, kepçe, maşa vs gibi şeyleri duvara asmak için askılık, kırmızı polar battaniye, ufak tefek başka şeyler daha aldık geldik.... Bu sabah itibariyle duvara monte edilecekler edildi, kanepe üzerine serilecekler serildi bile....

Bir de ne zamandır dikdörtgen bir kek kalıbı almak istiyorudum. İKEA'da denk gelince alıverdim hemen, uygundu da fiyatı, 14 tl. İyi çıktı çıktı, çıkmadı çok para vermediğim için üzülmem diye düşündüm. Hemen bugün denedim. Gayet güzel bir kek oldu, Ersin, annem ve babam bayıla bayıla yediler.... Kek kalıptan süper de çıktı... Umarım ilerleyen günlerde de aynı performansını korur...
Aldığım kek kalıbı resimdeki gibi... Herkese şimdiden kek gibi tatlı, yumuşacık ve hoop diye geçen bir hafta dilerim....

Çekilişlere katılıp, katılıp da kazanasım var...

Bir süredir katılmyıyordum çekilişlere... Şu anda acayip katılasım, ama katılıp da kazanasın geldi... Şansın bi daha bana gülmesi için işte tık tıklar....

Modamakyaj'ın hediyeleri için TIK TIK...


Küçük şeyler'den mutlu olmak için....


Fashiononboard'ın lezzetli hediyeleri için buraya bir TIK...

Fulya'nın hediyeleri için buraya....

Narsist Moda'nın hediyeleri için TIK TIK....

Pembe Kanatların iki güzel hediyesinden birinin sizin olması için de buraya...

Bugünlük yetti gari bu kadar çekilişşş.....

27 Ocak 2012 Cuma

Yasmin Home Office Olunca...

Yasmin sabah 06:30'da kalkar....
Merkez ofislerinin olduğu Ümraniye'de toplantısı vardır...
Güzelce giyinir....
Hatta makkyajını da yapar...
Taksi çağırmak üzeredir....
Sonra hooop bir telefon, buralar kötü biraz bekleyin diye...
O zaman aklına gelir, dışarısı necedir, ne renktedir diye bakmak....
Bir bakar pir bakar.... Her yer bembeyaz olmuş....
Sonrasında da müdüründen gelen mesaj ile homeoffice olarak çalışır...

Budur....

Sıcacık evinde SOP'sini yazmaya başlaar, yoğunluktan cevap veremediği maillere cevap verir...
Manzara süperdir, sabahtan azıcık dışarı çıkar, kahvaltı için birşeyler almaya....
Soğuk kış gününde yeşil mercimek yemeği iyi gider düşüncesiyle mercimek yemeği yapar...
Öğleden sonra çay demler sıcacık sıcak içer, yanında 1-2 çikolatalı büskivi kaçamağı yapar...
Veee mesai saatini bitirir....
Yarına alışveriş yapma planı yapar...
Pazar gününe de misafiri vardır, bu yüzden de Cumartesi günü için bir de evi toplama planı yapmalıdır...
O planı yapmaz, iş başa düşünce yapmaya karar verir :)

Herkese iyi hafta sonları diliyorum...


26 Ocak 2012 Perşembe

Ütü ve Nefret....

Daha önce ütüden nefret ettiğimi yazdım mı hatırlamıyorum. Yazdıysam da yazmadıysam da bir daha bir daha söylemek istiyorummm.....


ÜTÜDEN NEFRET EDİYORUM.

Tefal’in bir reklamı vardı, 5-6 bayana soruyorlar, hangi ev işini sevmiyorsunuz diye, hepsi de ağız birliği yaparak ve yüzünü buruşturarak ÜTÜÜÜÜÜ diye bağırıyordu. Keşke o reklama beni de çıkaraydılar da ütü sevmediğimi cümle alema bir de oradan haykıraydım....

Ütü nefretimin depreşme sebebi dün tamı tamına 10 gömlek, 3 pantalon, 4 yastık kılıfı, 1 nevresim takımı 2-3 havlu ütülediğimden olsa gerek... J

Yine söylüyorum hep de söyleyeceğim.... Ben Jetsons ların imkanlarını istiyorum. Tamam havada orada burada yaşamıyım, teknoloji sadece elbise ütüleme, çamaşır & bulaşık yıkama, yerleştirme, sabahları yataktan kaldırıp yüz yıkama-diş fırçalama-elbise giydirme kadarıyla ilerlese yeter bana... Heee bi de ışınlanma olsun, oldu da bitti...



Ya da taş devrine dönelim... Ütülesen de olur ütülemesen de... Zaten Wilma ile Betty hep aynı kıyafetleri giyiyordu, rengi bile mi değişmez yaniii.... Neyse bana o da olur, hem taş devri daha mı sağlıklı nedir????


Bu hafta sonu da pazar günü misafirlerim var, evi temizlemek hatta daha öncesinde topalamk lazım.... Neyseki ona Ersin yardım ediyor... Ama yine de kısa zaman sonra yine bir Jetgil postu daha yapacağım gibi duruyor...


Ütüsüz günler dilerim....

25 Ocak 2012 Çarşamba

Yine mesai'den bildiriyorum...

Eh mesaiyi eğlenceli hale getirmek için hemen hergün eğitim müdürümüz tarafından paylaşılan karikatürlerle başbaşa bırakayım sizi...





Bugünlük bu kadar yeter, çalışmak lazım. Hem de çooookkk.....

24 Ocak 2012 Salı

KÜEY Gözü, KÜEYlemek, KÜEY'ce Kalmak

Mesaiden selamlar....

İşimin Türkçe okunuşu KÜEY :) Kalite Güvence yani... Aslında hata bulan, buldu mu affetmeyen, ince detaylara takılan, ama işin düzgün, doğru, layıkıyla yapılmasını sağlayan bölüm. Üretim ya da işlem yapılan bir firmada olmazsa olmaz bölümlerden biri.... Hatta KÜEY'in olması için illa üretim olması bile lazım değil. Neyse ince konulara girmeyelim efenim....



Meslek hastalalıkları vardır hani.... Öğretmenlerin bacakları varis olur, IT'cilerin gözleri bozulur falan. Bizim meslekte de meslek hastalığı, hata aramak, işleri prosürlere uygun yapma alışkanlığını aramak, bir aleti hatta arabayı bile kullanırken bir kullanım kılavuzu aramak gibi gibi hastalıklar. Şirkette de namımız salındığından Ürün Güvenliği Müdürümüz tarafından KÜEYlemek gibi bir fiil ve KÜEY Gözü gibi yeni sözcük gruplari hayatımıza dahil oldu.

Biri bir hata yapmaya görün, "bizim KÜEY seni bir KÜEYlerki şaşar kalırsın" lar.... Efenim bir dokümanda kimsenin görmediği bir uygunsuzluğun ya da ikilemin tespiti için "Seni KÜEY Gözüne yönlendiriyorum"lar falan.... :)

Şaka bir yana seviyorum ben böyle olmayı! Sıkıcı değil kesinlikle...  Ama işin komik tarafı şu ki araba kullanırken bir sarı ünlem işareti yanıyorsa gösterge kısmında, hemen torpidoda bulunan kullanma kılavuzunu açıp bu alarmın ne ile ilgili olduğunu arıyor gözlerim.... :)) Ya da kahve makinesini kullanırken şeffaf A4 kağıda kullanım talimatını koysam mı acaba düşünmüyor değilim zaman zaman.... :))


KÜEY'ce kalınız.... :))

23 Ocak 2012 Pazartesi

Tarhana Çorbasındaki Gelişimim...

Kış denince akıllara gelen ve içildimi de insanın içini sıcacık ısıtan tarhana çorbasını sevmeyen var mıdır aranızda? Doyurucu, sağlıklı ve bol bol da vitaminli bu çorba ile 3 sene öncesine kadar sadece tüketici olarak bir ilişkim vardı. :) Taa ki evlenene kadar....



İlk evlendiğim zamanlar bir öğünde 3 çeşit yemek yaptığım için soframızın olmazsa olmazlarından biriydi çorba.... Ben ilk başlarda tarhana çorbası yapmanın çok kolay olduğunu düşünmüştüm. Tıpkı hazır çorba gibi, tarhana ile suyu karıştır, azıcık da yuz-yağ ekle tamamdır diye düşünüyordum.... Ama ilk yapışımda hazır çorba kadar kolay olmadığını anladım. İlk tarhana çorbası niyetiyle yaptığım çorba niyetine tarhanalı puding yedik  :) Tam kıvamı gerçekten de puding idi... Tabi tarhana yapmaya küstüm bir süre ama her yaz kayınvalidem ve görümcelerim tarhana ovup, onları her ziyarete gittiğimizde verdikleri için evdeki tarhana stoğu oldukça fazlalaşmaya başladı.


E tarhana yapmayı çok basit olarak görüyorum ya başkasına sormaya da gocunuyorum hani yani :) Neyse baktım olacak gibi değil, denemelerime tekrar başladım. İnternetten okudum, bir gece önceden (en azından 3-5 saat) tarhanayı suda bekletin diyordu beklettim. İki kişinin iki öğün yiyeceği tarhana miktarının 3 kaşık olduğunu ve bir orta boy tencereye uygun su koyulursa, kıvamının tuttuğunu tecrübe ile sabitledim. Bir de pişerken 1-2 diş sarımsak, azıcık yağ ve renk vermesi için biber salçası da koyulunca tadından yenmiyor... (Hatta Ersin et suyu yese, azıcık et suyu ilavesiyle çok daha lezzetli bir tarhana çorbası yapılabiliyor, annem hep öyle yapıyor, tavsiye ederim)

Sonuç olarak bu sene itibari ile geldiğim nokta oldukça lezzetli, kıvamı uygun tarhana çorbası yapabildiğim.... Az önce akşam için tarhana çorbası yaparken bu kareler geçti gözlerimin önünden, sizlerle paylaşmak istedim :)
İyi akşamlar herkese...
Afiyet olsun efemm....

22 Ocak 2012 Pazar

Çekilişler...

Pazartesi Sendromu başlamışken, az da olsa umutlanıp keyiflenmek için çekilişlere katılayım dedim. Bir dolu da varmış... Efenim siz de stres atmak isterseniz buyrunuz....

- Evlilik Yolunda adım adım blogu çekilişi için buraya tıklayalım. İşte güzel kutu ve hediyelerin resmi


 



-

- Gökyüzü kokusunun çekilişi için buraya,

- Benim Güncem'in oje hediyeleri için buraya,

- Taze Dağ Kekiği'nin güzel hediyeleri için buraya,

Başka çekilişler de var, devamı yarına, artık uyuma vakti....

Portakal Reçeli...

Bugünü evde geçirmeye karar verdik Ersin'le. Hem haftanın yorgunluğu fazlacaydı dinlenmek istedik, hem de biraz çalışmak istedim ben.

Bir yandan da biraz mutfağa girme fırsatı buldum. 2 sene önce küçük görümcemden özenip portakal reçeli yapmıştım. Görümcem de televizyonda Oktay Usta'dan almıştı tarifi. Ben de hayatımda ilk defa bir reçel yapma girişiminde bulunmuş ve bu girişimi başarıyla tamamlamıştım. Çok çok beğenilmişti herkes tarafından. Bir kavanoz 1 hafta içinde tükenmişti. 1 kavanoz annemlere, 1 kavanoz da kayınvalidemlere vermiştim. ufak bir kavanoz da iş yerime götürmüştüm ki onun da  iki kahvaltılık ömrü olmuştu :))

O gün bugün portakal reçeli yapıyorum her kış. Hatta abartıp geçen kış 3 tencere pişirmişliğim var. :) Bu arada bu sene için verdiğim portakal reçeli yapma sözlerim de var. :)) Ersin'in iş yerinden arkadaşları kahvaltıya geldiklerinde de çok beğenmişlerdi reçelimi. Onlara söz vermiştim, bir sonraki kış için. O kış geldi çattı, haftaya cumartesi günü tekrar bize kahvaltıya gelecekler. Ben de bu haftadan yapayım reçellerini kavanozlarına koyayım dedim.

Bu kadar metettiğim ve beğenilen portakal reçelimin tarfini de vereyim.

1 kilo portakal
1 kilo şeker (ben azıcık daha fazla koydum)
Yarım limonun suyu

Portakalların önce kabuklarını küp küp kesiyoruz ve acısı çıksın diye kabukları önce 5 dk boyunca kaynatıyoruz. Sonra suyunu döküp üzerine tekrar sıcak su ilave edip bir 5 dk daha kaynatıyoruz. Yine bu suyu döküp kabukları bir kenara alıyoruz.
Sonrasında ise soyduğumuz portakalları ufak ufak doğruyoruz. (Tarifinde parçalayıcıdan geçirin diyor ama ben öyle sevmediğim için ufak ufak doğradım) Sonrasında şekeri tencereye alıp üzerine portakalları ve portakal kabuklarını koyup pişirmeye başlıyoruz. Arada üzerinde biriken köpükleri almayı da unutmuyoruz. Kıvama gelince yarım limon suyunu da sıkıp 10-15 dk daha pişiriyoruz. Soğuyunca da kavanozlara koymak kalıyor bir tek. Kıvamı çok sulu sulu olmasın diye suyunu çektiriyorum iyice ben. Maksat portakal içleri ve kabukları diri diri kalmasın azıcık yumuşasın. Tabi bi de sevgimi katıyorum ki bu kadar lezzetli oluyor :)))

Neyse efenim afiyet olsun... Kahvaltılarda özellikle de labne ile süper oluyor, tavsiye ederim...


Burada da reçel tarifinin sitesi var: http://www.oktayustam.com/tarifler/6621-portakal_receli.html

Bu arada sadece portakal reçeli yapabilmişliğim var, başka hiç bir reçeli yapmadım. Sağolsun kayınvalidem çilek ve vişne reçeli, annemin teyzesi de cevizli mürdüm eriği reçeli yapıp verdiği için bize tüm yıl yetiyor da artıyor bile...

Reçel tadınla bir hafta dilerim herkese....

Ya Bana Çıkarsa: Canon 600D Fotoğraf makinesi Çekilişi!!!


Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor! Yarışmaya katılarak Canon 600D , Manfrotto tripod ve Kata sırt çantası kazanma şansı yakalayın! http://blog.fotografium.com/fotografium-canon-600d-hediye-ediyor/ sayfasını ziyaret ederek yarışma hakkında diğer bilgilere ulaşabilirsiniz.

Güzel Günler Görüyoruz, devamı da olsun...

2012'nin ilk aylarında güzel haberler alıyorum, güzel vakitler geçiriyorum...

Öncelikle yılın üçüncü günü iş yerinden bir arkadaşımın bebişi oldu. Nil bebiş erken geldi ama iyiki de geldi. Kirpi gibi dik dik ve simsiyah saçlarıyla merhaba dedi bize... İş yerinden bir arkadaşımla Nil'e çok özel bir hediye aldık, hatta özel tasarım yaptırdık diyebilirim. :) Altın çengelli iğneye nazar boncuğu, uğur böceği ve maşallah eklettik. Çok tatlı bir hediye oldu. Nil'cik her zaman nazarlardan korunacak inşallah. Güzel bir ömrü, sağlıklı mutlu günleri olsun hep... İyiki geldin, hoşgeldin Nil...



Bu güzel haberin üzerinden bir hafta sonrasına çok çok çok sevdiğim bir arkadaşım (aynı zamanda aynı iş yerinde çalışıyoruz) terfi aldı. Çok sevindim, çünkü kimsenin haketmediği kadar hakediyordu bu terfiyi. Tekrar bir de kendi blogumdan kutlamak istiyorum canım arkadaşımı. Çok daha başarılı olacağını biliyorum. Daha da iyi terfilerini göreceğimizi de biliyorum. Hepbirlikte sağlıklı günlerde daha nice mutlulukları, başarıları görelim inşallah....


Dün de Lamore del calcio'ya davetli idik. Bilenler bilir, Lamore benim üniversite'den arkadaşım. Bu bloga sığamayacak kadar birlikte geçirdiğimiz anlar var, yazsak kitaplar olur cinsten :) Dün bize kahvaltı hazırlamıştı, çok güzeldi gerçekten. Kek yapmış, börek yapmış, ben de patlıcanlı börek yapmıştım. Kahvaltı bahane ve şahane, sohbet de süper şahaneydi. Açıkcası konuştukça konuştukça (itiraf ediyorum azcık birazcık da dedikodu yaptık :)) hayatımda çok çok normal insanlarla karşılaştığımı bir defa daha anladım. Ayrıca sözcük dağarcığıma yeni yeni kelimeler ve sözcük kalıpları da ekledim... :)) Lamore'ciğim güle güle otur evinde kocacığınla, ağzınızın tadı hiiiç bozulmasın inşallah... Güzel günleri, yeni heyecanları hangi çatı altında olursa olsun hepbirlikte sağlıkla sıhhatle yaşayın emi.... Çok seviyorum kız seni....


Not: Fotoğraf çekmeyi unutmuşuzzz :(( Olsun bi dahaki sefere.... Çok temsili olmasa da bir resim koyayım bari :)

Efenim umarım 2012'nin bu seyirde başlayan ilk ayak sesleri hep böyle devam etsin, koşarak da bizim yanımıza gelsin....

17 Ocak 2012 Salı

H2O ve Kar üzerine....

Karlı bir Tuzla'dan merhabalar herkese....

Dün sabah kendi evimden soğuk ama gayet karsız bir şekilde çıkıp yolda ilerledikçe karla kaplı yerleri gördükçe şaşıra şaıra geldim iş yerime.... Gün boyunca eve gidememe, mahsur kalma korkusu da yaşamadım değil... :) Neyse sağsağlim eve ulaşmamla birlikte kar ve tipi bizim oralara da uğradı, hem de ne uğramak... Yerler 1 saat içinde bembeyaz oldu, hatta 2-3 saate de kar ayak bileği yüksekliğine gelmişti bile... Köprü trafiği, hatta Kadıköy Bostancı yönü trafiği de görülmeye değermiş ama kesinlikle yaşamaya değil.  :)

Tüm gece kar gözcülüğü yaptık Ersin'le. "Hala yağıyor mu?", "Aaaa o arabanın üzeri daha çok tutmuş, nereden geldi ki o?".... Hatta istatistiksel çalışmalarımız da vardı. "Burada böyle ise kimbilir daha yükseklerde kaç metreyi bulmuştur"lar, "Tuzla'da 50 cm olmuştur değil mi canım?"lar.

Böyle böyle yatma vaktini getirdik. Sabah uyanınca ilk iş camdan dışarı bakmak oldu. Evet kar yağmış, her yer beyaz bir örtü ile örtülmüştü. Şimdi sıra işe gidebilmekteydi. Valla o kısım da çok kolay oldu. Ara sokaklar hariç hiç bir yerde zorlanmadan geldik.

Ama o da neeee..... Şimdide buralarda kar yağıyorr.... :) Eh yağacak tabi. senede ya 1 ya da 2 defa geliyor İstanbul'a kar, varsın da yağsın değil mi??? Sizi bizim iş yerinin gözünden kar manzaraları ile başbaşa bırakıyorum.







Bu arada uzun zamandır yazamadım, hem yoğunluktan hem de internette başka başka işlerim olduğundan.... Umarım tez zamanda rahatlar, daha çok post yapma imkanı bulurum....

Dedimki mademki uzundur yazamadım, postumu yüzümüzü güldürecek şu karikatür ile bitireyim. Hem çok sevdiğim mesleğim kimya mühendisliğine ufacık bir dokundurma olsun, hem de ufacık bir tebebbüsle analım şu Haş iki O'yu :)))

Eğitim Şart.... :))

Sıcacık günler ve iyi haftalar dilerim....

8 Ocak 2012 Pazar

GEA'dan Van'lı Çocuklara Oyuncak Kampanyası

GEA'yı bilenler var mıdır aranızda?

Ben de geçtiğimiz sene şirkette İş Güvenliği ile ilgili bir sorumluluğum sayesinde ve de merkez ofisimizin taşınması sırasında öğrendim. Tamamen gönüllülük esasına dayanarak doğal afetlerde arama kurtarma çalışmalarına katılan bir kuruluş aslında. Aynı zamanda şirketlere acil durumlar ile ilgili eğitimler veriyor ve acil durum planlarını oluşturmaları için de yardımcı oluyorlar. İsterseniz web sitelerinden daha da detay bilgi alabilirsiniz.

http://www.gea.org.tr/

GEA şimdi de çok güzel bir proje başlatmış...

Çocuklarınızın kullanmadığı oyuncakları Ocak ayı sonuna kadar GEA alıyor, onarıyor, temizliyor ve Van'lı çocuklara ulaştırıp onları mutlu ediyor. Ne dersiniz siz de şirketleriniz de böyle bir oyuncak toparlama işlemine girişmek istersiniz belki....


Unutmadan tek şart kendinizin kullanmayacağı bir şeyi Van'a da göndermemek...

Not: bir ppt dosyası var ama yükleyemiyorum bloga, nedendir ki acep? İlla foto ya da video mu yüklenir ki buraya :)

KPDS&ÜDS için Öğretmen Arayışı

İyi pazarlar herkese...

Gülümse'nin TOEFL ile ilgili mailini görünce bir süredir bir tanıdığımızın kızı için araştırdığım bir konuyu bloguma taşımak istedim.

Komşumuzun kızı bahar KPDS&ÜDS'ye girmek istemekte bunun içinde 5 hafalık bir hızlandırılmış kurs ya da özel öğretmen arayışı içinde. Kaplan'ın kursunu bulmuş ama 5 haftalık kurs yok maalesef, bu yüzden de Kaplan'ın öğretmenlerinden özel ders almayı planlamakta.



Kaplan'ın öğretmenlerinden tavsiye edebileceğiniz bir isim var mıdır? Ya da bu konu ile ilgili güvenilir, tavsiye edebileceğiniz başka bir kurs ya da öğretmen var mıdır? Tecrübeleriniz var ise paylaşabilir misiniz?

Şimdiden çoook teşekkür ederiz...

Bu arada kızımızın seviyesi intermediate.

2012'ye Bir de Çekilişler ile Merhaba Diyelim....

Missss gibi Burberry Weekend parfümü için buraya...

Mini mini bir çekiliş için buraya...

Başka bir miss kokulu parfüm için buraya...

Elanor'un hediyeleri için buraya...

Beyonce Heat Parfümü için buraya...

Bakım ürünleri kazanmak için buraya....

Lush sabunları için buraya....

TIKKK layınız lütfen...

1 Ocak 2012 Pazar

2012 Bizi Üzme Olur mu???

2012 de geldi sonunda... Hoş geldi sefalar getirdi... Dilerim ki hepimize mutluluk, sağlık, huzur, başarı, yeni heyecanlar, sevinçler getirir beraberinde.... Hiç üzmesin bizleri... Hepimize mutlu, mesut, ne istersek o istediğimizin hemen yanımızda bittiği bir yıl diliyorum... Bu arada 2012 Dragon Yılı imiş. Bu küçük ayrıntıyı da paylaşmak istedim :))

12 adet 2012 istek MİM'im vardı. Bu vesile ile de onu yazayım dedim. :)

1) Herşeyin başı sağlık.... 2011 yılı genel anlamda benim için iyi bir yıl değildi. Hele hele ailemin sağlığı açısından pek hoş bir yıl geçirmedim. Babamın yıllık kalp kontrolüne gitmesinden 4 gün sonra by-pass ameliyatı olması, dayımın böbrek kanseri olduğnu öğrenmemiz ve sonrası gelen bir dizi ameliyatlar, 2010 yılının sonu-2011 başında halamın vefatı, kuzenlerimin zature olmaları hem de aynı anda.... İstiyorumki 2012 yılı ailem için benim için sağlık dolu bir yıl olsun... Ailem hep yanıbaşımda olsun, onları daha bir sevgi ile kucaklayayım istiyorum....

2) Eşimin işleri 2011 yılı sonlarında kötüleşti, hala da kötü. Holdingin en fazla gelir getiren fabrikasının Eylül ayında yanıp kül olmasıyla birlikte tepetaklak oldu Ersin'in de iş güç durumları. Sevgili 2012 eşimin güzel bir iş sahibi olması için yardım et olur mu?

3) 2012 yılında her anlamda büyümek istiyorum. İşimde, aile yaşamımında. İşimi daha da iyi yapmak, kendimi daha da geliştirmek, aile hayatımda da yeni heyecanlar tatmak istiyorum....

4) Tüm borçlarımdan kurtulmak istiyorum 2012'de. Karşıma öyle bir fırsat çıksın ki bankaya olan ev kredisi borcumuzu ödeyelim, bitsin gitsin. Evimiz artık gerçek anlamda bizim olsun :)

5) Eh evimizin borcu bu sene içinde bitsin bitmesin, ama bu sene artık ayaklarımız yerden kesilsin, bir arabamız olsun. Mümkünse Toyota Yaris, Peugeot 308.... Onlarda olmadı Renault Clio falan da olur... Bordo ya da metalik gri olursa da çok memnun olurum. Tabi bu isteğimin gerçekleşmesi için 2. maddenin bir an önce oluyor olması lazım.

6) 2011'in sonlarına doğru çok yakın bir arkadaşımdan iyi ama bir o kadar da sıkıntılı bir haber aldım. Hatta yarın tam anlamıyla sonuçlanacak bir durumu var. Dilerim ki bu iyi haberi daha da güzelleştirecek bir netice duyarım kendisinden.

7) Yine 2011 sonlarında bir çok arkadaşımın hamilelik, evlilik, nişan haberlerini aldım. Hatta bir çok blogger arkadaşım da bu sene içinde böylesi güzel anları yaşayacak. Dilerimki bu serüvenleri sorunsuz bir şekilde geçsin ve hiç unutamayacakları güzel anlar yaşasınlar...

8) 2012 yılında çok daha vefalı bir arkadaş olmak istiyorum. Görüşmek istediğim kişilerle daha sık görüşmek, onlarla daha çok vakit geçirmek istiyorum. Değer vermeyi hakeden arkadaşlarımla daha çok vakit geçirmek, iyi günde kötü günde onlarla birlikte olmaki dertlerine sevinçlerine ortak olarak dertleri azaltmak sevinçleri büyütmek amacım.

9) Bu sene 3 senedir gitmek isteyip planlar yapıp, oteli bile ayarlayıp da gidemediğimiz Kaş'a gitmek istiyoruz Ersin'le... Bu sene gidelim artık, lütfeeennn...

10) Eh bir de yurtdışı tatili fena olmaz tabi. Ama madden hazır olmalıyız önce tabiki bu duruma.... Milli piyango çıkaydı, Salı gününe mutlaka bir yurtdışında idik. :) Daha ufak bi ikramiye çıkaydı da bir kahve şirketinin franchising'ini alacaktık. Ama hiç biri olmadı, hayaller suya düştüm. Olsun 2012 bunların hepsini bana verir değil mi 2012???

11) 2011'e göre 10 kilo eksik girdiğim yıla, bu fitlikle hatta bir 4 kilo daha da vererek devam etmek istiyorum. Daha sağlıklı geçireceğim bir yıl olsun, spor yapayım, sağlıklı besleneyim. Gerektiği zaman gerektiği yerde ve de gerektiği kadar kilo alayım :))

12) 2012'de daha derli toplu, temiz olmak istiyorum...
...... Kısaca herşeyi daha da mutlu bir yıl geçirmek için istiyorummmm.............



Herşey inanmakla başlamaz mı? Ben kötü bir 2011 geçirdiğim için 2012'nin çok güzel bir yıl olacağına çok çok daha fazla inanıyorum. Türkiye için de kötü bir yıldı 2011, şehitlerimiz, depremler, siyasi çalkalanmalar.... Ama yine de şükrediyorum. Kötü mötü bugünlere geldik, 2012 öncelikle 2011'i sakın aratma bizlere, ama 2011'den de çok daha güzel haberler, günler, zamanlar göster bize... Sana şimdiden çok kanım ısındı, mahçup etme beni... Mikmemmel ve de her anlamda sıkıntısız bir yıl olman dileğiyle...